CHP'li Özgür Özel'den Erdoğan'a 'özeleştiri' çağrısı

CHP Manisa İl Başkanlığı'nda açıklama yapan Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, FETÖ mensubu askerlerin darbe girişimi sonrası Türkiye genelinde yaşananlara ilişkin çarpıcı açıklamalara imza attı. 

“DARBELERDEN EN ÇOK ZARAR GÖREN CHP'DİR”

Darbelerden en çok zarar gören partinin CHP olduğunu söyleyen Grup Başkanvekili Özgür Özel, “15 Temmuz akşamı Türkiye hepimiz için korkunç bir gece yaşadı. Kendi demokrasi tarihi için kara bir leke yaşadık. Öncelikle teşekkür etmek istiyorum. Olaylar çıktığında Ankara'daydım. 10 dakika içerisinde Genel Merkez'e geldik. Genel Başkanımız uçaktaydı, indikten sonra meclise gitmek istediğimizi söyledik. Kendisi darbenin kimin tarafından yapıldığıyla ilgilenmeden demokrasinin yanında olacağımı söyledi. Biz CHP'li vekiller olarak meclise geldik. Diğer partilerle temas ettik. Darbenin esas olarak TBMM'ye yapıldığını söyledik. Meclis salonu açıldı, mikrofon sisteminin olmadığı bir ortamda gazetecilerle meclisi açık tutmaya çalıştık. Orada CHP olarak ilk açıklamamız '93 yıldır seçimlere girer çıkarız ancak bir tek darbecilere teslim olmayız' dedik. Çünkü CHP tüm muhtıralardan zarar görmüş tek partidir. Genel Başkanları, İl Başkanları hapis yatmıştır. Yöneticileri işkenceler görmüştür. Darbe süreçlerinden en çok zarar gören parti CHP'dir. Bu yüzden meclise 30 yıllık, 6 yıllık partilerinin yanında dünya siyasetinin 3. en uzun partisi olarak darbenin karşısında olduğumuzu söyledik. O andan sonra meclis hedef haline geldi. 3-4 dk sonra tüm siyasi partinin grup başkanvekillerinin açıklamalarından sonra meclis hedef oldu. Bu darbeye karşı o gece mecliste direnen AK Parti ve MHP Grup Başkanvekillerine ve milletvekillerine, daha sonra darbeye karşı ortak bildiri yayınlayan tüm milletvekillerine teşekkür borçluyuz. Ölümle burun buruna dakikalarda parlamentoya sahip çıkan CHP'nin değerli üyelerine ve tüm Manisalılara da teşekkür ediyorum.” dedi.

“ERDOĞAN, ÜLKE YÖNETİMİNİ FETHULLAH GÜLEN'E EMANET ETTİ”

Yapılan operasyonların ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümeti Fethullah Gülen'e emanet ettiğinin ortaya çıktığını söyleyen Özgür Özel, “CHP demokrasinin yanında darbenin karşısında oldu. Bundan sonra da olmaya devam edecek. Bir darbe yaşandı, bu darbeyi püskürttük. Ama kimse darbeyi fırsat bilmesin. Bu darbe, darbelerle bütün dünyada nasıl mücadele ediliyorsa öyle yapıldığında alt edilir. Bu da özgürlük alanının genişlemesi demek. Eğer siz hukuktan dışarı çıkarsanız bu darbeler filizlenir. Biz demokrasi ve özgürlüklerin genişlemesini istiyoruz. CHP bu yüzden iktidar partisine 2 şey söyledi. Biri darbe ve darbecilerle mücadele, cezalandırma için ne yapılacaksa biz varız dedik. Gelin mecliste bunu yapın. Sakın OHAL ilan ederek TBMM yetkilerini alıp 'ben bilirim' demeyin dedik. Verdiğimiz açık çeke rağmen 2016 Türkiye'sini OHAL utancıyla karşı karşıya bıraktılar. İnsanlar bu ülke neyle yönetiliyor diye bakar. OHAL diye baktığınızda birkaç tane Kuzey Afrika ülkesi ve Türkiye'yi görecekler. Bu Türkiye'nin Uluslar arası ve ekonomik itibarı için de fevkalade kötü bir şey. Darbeyi araçsallaştırmakla ilgili bir takım talepler son derece tehlikeli. 14 yıl önce ve 14 yıldır bu ülkenin güzel insanları yapılan seçimlerde verdikleri oylarla iktidarı AKP'ye teslim ettiler. Maalesef şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu iktidarı Fethullah Gülen Cemaati'ne emanet etti. Geldiğimiz nokta budur. Tüm bakanlık, polis teşkilatı ve ordusunda bir ur gibi sarmış ve liderini ülkeye Şeyhülislam yapmak isteyen, sana düşman, bana düşman, bu ülkenin tamamına düşman birine Türkiye'yi emanet ettiler. Her bir oyu olan Türkiye Cumhuriyet vatandaşının AKP'den beklediği şey kocaman bir özürdür.” diye konuştu.

“SOKAĞA ÇIKMA HAKKININ ÖNEMİ GÖRÜLMELİ”

CHP'li Özel, “Fethullah Gülen cemaati Türkiye'yi bir ur gibi sarıyor diye Fethullah Gülen'e 'feto' dediğimiz için milletvekillerimizin üstüne yürüdüler. Bugün hep bir ağızdan diyorlar. Ergenekon balyoz davalarında bu ülkenin şerefli atatürkçü subaylarını astsubaylarını ziyaret edip FETÖ cemaati bunlara kumpas kurdu deyince 'ateş olmayan yerden duman çıkmaz' dediler. Darbeye ilk direnenler o kumpas davalarının mağdurlarıydı. Çünkü onlar FETÖ mağduruydu. Ordudan tasviye etmeye çalıştığı Atatürkçülerin darbenin başarılı olmamasındaki en büyük güç olduğunu izliyoruz. Gezi olayları sırasında insanlar hassasiyet için sokağa döküldüler. Direnme hakkını kullandılar. O gün Gezi'de sokakta olan çocuklara terörist, darbeci diyenler, ölen çocukların annelerini meydanda yuhalatanlar sokakta direnme hakkının ne kadar önemli bir şey olduğunu gördüler. Gezi şehitlerinden özür dileyecekler. Artık AKP'liler bedel ödemek için, direnme hakkı için sokağa çıkanların ne demek olduğunu gördüler. Artık onların da şehitlerini kaybettikleri meydanları ve anmak istedikleri gece var. O gece Türkiye Cumhuriyeti'nin ortak gecesi. Artık herkes 'benim şehidim', 'onun şehidi' değil. Şehitler hepimizin şehididir. Sokağa çıkılmaz, her şey sandıkta diyenler 15 Temmuz akşamı sandığa gelin diyemediler. Sokak ve direnme hakkının öneminin altı çizilmeli.” dedi.

“ERDOĞAN KENDİNİ SORGULAMALI”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini sorgulaması gerektiğini belirten Özel, “Suruç katliamı yaşandı güvenlik zaafiyeti var dedik. Ankara katliamı yaşandı, Sultanahmet yaşandı, Ankara Kızılay ve merasim sokakta yaşandı, biz güvenlik zaafiyeti var dedik yok dediler. 15 Temmuz darbesini enişteden öğrendiler. Güvenlik zaafiyetinin apaçık olduğunun söylendiği her noktada bir darbe girişiminin öğrenmesi için eniştesinin olması, öz eleştiri yapmaya açıktır. Sen ülkenin Cumhurbaşkanısın, yaverinin 3'ü de FETÖ'cü çıkıyorsa geçmişte ne hata yaptım diyeceksin. Bu gerçeklerle yüzleşmezseniz kanun hükmünde kararnamelerle ülkeyi yönetemezsiniz” diye konuştu.

“EĞİTİM SİSTEMİNDE LAİKLİĞE DÖNÜŞ SAĞLANMALI”

Türkiye'deki eğitim sisteminin laiklik olgularıyla yeniden can bulmasının sağlanması gerektiğini belirten Özel, “Bu ülkede rasyonel bir eğitim sistemine ihtiyaç var. Liyakati değil, cemaati ön plana alan eğitim sisteminden kaynaklanıyor. Genelkurmay Başkanı'nın ellerini kelepçeleyen yaver 'soruları çaldılar ve ben de yükseldim' dedim. Eğitim sisteminin laik ve demokratik olmamasından kaynaklı bu yanlışların derhal düzeltilmesi gerekir. Her gün Pensilvanya'dan kuran okuyan, insanları hipnotize edilen hoca efendi bozuntusu kuranı okusun. Sabahlara kadar kan çanağı gözlerle sınava hazırlananlar bir yanda, bu Fethullah efendinin soruları çalıp subay olanlar bir yanda. Bunlar subay oldu diye olamayan çocukların kul hakkı var. Bu kadar kul hakkıyla cennete gidebileceğini düşünen kişiyi kamuoyu vicdanına bırakıyoruz. Bunların öbür dünyada girecek kabirleri, yatacak yerleri yok. Tüm vatandaşlarımız laikliğin önemini biraz daha iyi anlamalılar. Sizin tek kriteriniz kendi inanç sisteminiz. Fethullah Gülen yine kendisini inançlı olarak gören ancak cemaatinden olmayan insanların hakkını yedi. Türkiye'nin laiklik dışında sarılacağı en ufak bir sistem daha yoktur. Bütün vatandaşlarımızdan buna sonuna kadar sarılamaları gerektiğini söylüyoruz. Laikliği savunanlar eşitliği savunuyor. Sadece din kisvesi üzerinden hayatı okuyanlar işte soruları çalabiliyor, bunlar yapabiliyorlar” dedi.

“14 YIL SONRA AKP BİNASINA ASILAN ATATÜRK BAYRAĞI ANLAMLIDIR”

AK Parti'nin samimiyetini muhalefete inandırması gerektiğini vurgulayan Grup Başkanvekili Öze, “14 yıl sonra AKP binasına asılan Atatürk bayrağı anlamlıdır. Maksat gerçekten Atatürk değerlerine sahip çıkmaksa ne mutlu. Ancak bu bir bayrakla olmaz. Samimiyetinizi ispatlamanız lazım. Karşınızdaki muhalefet kendini size ispatladı. Şimdi samimiyeti gösterme zamanı AKP'de. Atatürk resmini astığınıza göre 30 Ağustos, 29 Ekim öncesi yayınlanan bayram genelgesini geri çekecek misiniz? Boğaz Köprüsü'nün adını değiştirdiniz. Kimsenin itirazı yok. 3. köprü bu güne kadar ötekileştirdiğiniz alevileri rahatsız eden Yavuz Sultan Selim'in ismini verdiniz. O köprüye isimden vazgeçip 'Hacı Bektaş Veli Köprüsü' ismini verebilecek misiniz? Bunun gibi onlarca sembolik değeri olan ancak gönüller arası köprü kuracak adımlar mümkün. CHP olarak lafa değil işe bakacağımızı, bundan sonra bir kez daha gelip 'kandırılmışız' lafına inanmayacağımızı bilmenizi isteriz. Bundan sonra 'kurunun yanında yaşın da yanacağını' kabul etmeyiz. İlimizde ve Genel Merkezde oluşturulan komisyonlarda görevden uzaklaştırılanları izliyor. Vatandaşlarımız haksız yere görevden uzaklaştırılıyorsa CHP Manisa İl Başkanlığı'na başvurabilir. Dün Eğitim Sen'li öğretmenlerin görevden el çektirildiğini duyduk. Bu tip mağduriyetler OHAL ortamındaki baskın ses karşısında cılız kalabilir. Bu tip mağduriyetleri tespit edeceğiz, delillerle Genel Merkez'e ulaştıracağız. Konuyla ilgili gerekli başvuraları yapacağız. Kurunun yanında yaşın yanmaması bizim boynumuzun borcu. Tüm Türkiye'de darbecilerin en ağır cezayı alması için gayret göstereceğiz ama bu durumu fırsat bilip kürtlere alevilere sosyal demokratlara karşı kullanmak isteyen olursa önce uyaracağız.” şeklinde konuştu.