Bakan Egemen Bağış, Saruhan Otel’de AK Parti İl Başkanlığı tarafından düzenlenen “Çözüm Süreci ve Avrupa Birliği İlişkileri” konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Çözüm süreci ve Avrupa Birliği ilişkileri hakkında bilgi veren Bağış, muhalefet parti liderlerini sert bir dille eleştirdi.
Bakan Bağış, Manisa'nın bizim dünyaya yön veren liderlerimizi, sultanlarımızı padişahlığa hazırlayan talim merkezi olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Muhalefet bu çözüm sürecini çarpıtmak için muazzam bir çaba içerisine girdi. Her gün yeni bir iftira ile yeni bir kafa karıştırıcı söylemlerle milletimize farklı istismar kampanyaları başlattılar. Bizim milletimizle ayrı bir bağımız var. Biz de gidelim millete bu iş nedir, ne değildir, bu çözüm süreci nedir? Ne yapmaya çalışıyoruz bunu direk anlatmak istedik. Milletle bizim aramıza ne Sayın Bahçeli’nin ne de Kılıçdaroğlu’nun girmeye hakkı yok. Bunlar çarpıtıyor. Şimdi tutturmuşlar bunlar pazarlık süreci gibi anlatıyorlar. Sanki Türkiye’de bu çözüm süreci belli bir kesimin süreci gibi gösteriyorlar. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışını yeniden başlatmak için partimizin tüzüğüne yazdık. Sizlerin önüne koyduk. Sizlerde kimilerinin artık muhtar bile olamaz zannettiği yiğit delikanlı Erdoğan’ın peşine düştünüz. Onu Başbakan yapmakla kalmadınız, onu dünyanın lideri haline getirdiniz.“
Çözüm süreci ile ilgili muhalefetin tutumunu eleştiren Bakan Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü: “Annelerimizin her kapı çalındığında acaba bize üzüntü verecek, yüreğimizi yakacak, ocağımıza ateş mi düşecek endişesi taşımasınlar diye uğraşıyoruz. Biz bunu sağlamaya çalışırken maalesef bizim muhalefet rahatsız olmaya başladı. Bakın 4 aydır hamdolsun ciddi bir terör yaşanmıyor, ciddi bir kayıp haberi gelmiyor. Püskevitçi Devlet bey ile çakma Gandi Kemal beyin nevirleri döndü. Resmen ambale oldular. Ne yapacaklarını şaşırdılar. Terörün bitmesinden rahatsız oldular. Her gün yeni bir hakaret, yeni bir saldırı." Teröre bugüne kadar 350 milyar dolar para harcandığını anlatanb Bağış, şöyle konuştu: "Giden canlar var. 350 milyar dolara 350 otobanla birlikte boğaz köprüsü yapılırdı. Biz bu ülkenin kaynaklarını gerçek ihtiyaçlarına harcayalım diye uğraşırken bizim muhalefet rahatsız oldu. Terör bitti diye üzülüyorlar. Vallahi billahi neden bunların hiçbir zaman iktidara gelemeyeceğini bu çözüm sürecinde ben bir kez daha anladım. Bu milletin vicdanında yargılanıp müebbet muhalefete mahkum olmuş o CHP’nin de MHP’nin de bir daha iktadara gelemeyeceğini anladım.“
DAHA İYİ BİR MUHALEFET LİDERİ BULAMAYIZ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eskiden Deniz Baykal’a bakardım derdim ki; ‘Ya bu adam tam dişimize göre. Bizim buna sahip çıkmamız lazım. Daha iyi ana muhalefet lideri bulamayız. Bunu koruyalım’ Sonra Deniz Baykal öyle ya da böyle gitti. Yerine yeni birini seçtiler. Manisa’nın evladı ve benim ağabey demekten çok büyük gurur duyduğum Sayın Bülent Arınç ağabeyimin söylediği gibi ‘Rabbim verdikçe veriyor’ Baykal gitti yerine çok daha iyisi geldi. Öyle bir ana muhalefet lideri seçtiler ki adam Somali’ye gidiyorum diye yola çıkıyor, Kenya’ya gidip geliyor farkında değil. Yürüyen merdivenlere ters yönden binmeye kalkıyor. Hatta geçenlerde Londra’ya gitti. Biliyorsunuz orada trafik soldan akar. Büyük elçiliğe talimat gönderdim; ‘Aman mukayyet olun. Bize çok lazım adamın başına bir iş gelmesin.’ Hesap kitap yapmayı zaten bilmiyor. Adam SSK Genel Müdürlüğü yapmış, kundaktaki torununa emeklilik başvurusu yaparken bile hesap hatası yapıyor. Bir ana muhalefet liderini düşünün ki oy kullanmayı beceremiyor. Biz daha iyisini nereden bulalım. Bir de onun kafa dengi püskevitçimiz var. O da son günlerde ülkede kimsenin ağzına almaması gereken lafları almaya başladı. Bu ülkenin bölüneceğini iddia ediyor."
KARDEŞLİK GÜÇLENECEK
Kardeşlik ve umudun en güçlü olduğu Manisa’dan Bahçeli’ye seslendiğini anlatan Bağış, sözlerine şöyle devam etti: "Kardeşlik dokusunun güçlenmesiyle ülkeler bölünmez, kalleşlikle ülkeler bölünür. Allah rahmet eylesin nur içerisinde yatsın rahmetli Alparslan Türkeş’in kitabını 9 Işığı yeniden okumasını tavsiye ediyorum. Rahmetli Başbuğ ne diyordu; ‘Onlar ne kadar Kürt ise biz o kadar Kürtüz, biz ne kadar Türk isek onlar o kadar Türktür’. Leyla Zana’dan bahsederken ‘benim bacımdır’ diyor. Eğer rahmetli Türkeş bugün sağ olsaydı çözüm sürecinin en büyük destekçilerinden olurdu. Çünkü bu ülkeyi zor günlerde silahıyla, namusuyla, bayrağıyla savunmuş bir kişi olarak o bir vatanseverdir. Sayın Bahçeli bölünme lafını azına alma, bu milletin tepkisi çok sert olur. O tepkiyi sandıkta sana öyle bir verir ki yeniden barajın altını boylarsın ona göre. Terörün bitmesinden rahatsız olmak ne sosyal demokratlığa yakışır ne de milliyetçiliğe yakışır. Sevsinler milliyetçiliğini sevsinler demokratçılığını. ‘Bu ülkede kardeşlik dokusunu güçlendireceğiz’ diyoruz. Söz de sosyal demokratlar rahatsız oluyor. ‘Bu ülkede kan dökülmeyecek devletin imkanları eşit şekilde ihtiyaç duyulan hizmetler olarak dönecek’ diyoruz, milliyetçi olduklarını söyleyenler rahatsız oluyor."
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Başkanlık sistemi hakkında da katılımcılara bilgi veren Egemen Bağış, sözlerine şöyle devam etti: "Dünyanın büyük çoğunluğu başkanlık sistemine geçmeye başladı. Artı dünyanın bütün istikrarlı ve güçlü ülkeleri istisnasız hepsi başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerdir. Başkanlık sisteminin en büyük güvencesi koalisyon ihtimalini ortadan kaldırmasıdır. Çünkü başkanlık sisteminde bize o yüzde 8’lik faizleri ödeten koalisyonlar ortadan kalkıyor. Halk bir Başkan seçer, bakanlar kurulu oluşturulur, meclis onaylarsa göreve başlar her yıl meclis onların bütçesini onaylarsa ödeneğini verirse görevini yapar vermezse düşer. Başkanlık sistemi budur. Diyorlar ki; 'AK Partililer bunu Tayyip Erdoğan için kendileri için istiyorlar.' Bizim çok şükür bir koalisyon riskimiz yok. Güçlü bir hükümetiz bu gün seçim olsa yüzde 55'le iktidara geleceğiz. Bizim bundan korkumuz yok ama biz bizden sonra bir daha koalisyon olmasın o yasakların o yoksulluğun yeniden peydah olmasını engelleyelim istikrarı güvence altına alalım diye başkanlık sistemini onaylıyoruz. Ama bunu anlamak istemiyorlar."
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ
Cumhurbaşkanlığı seçiminin çok önemli olduğunu vurgulayan Bağış, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu millet tarihinde ilk defa en üst makamdaki temsilcisini kendisi seçecek. Ne zaman? 2014 Temmuz seçimlerinde. Ama o seçimden 4 ay önceki seçim yani belediye seçimleri çok kritik olacak. Çünkü o seçimde biz net bir mesaj vereceğiz. Ben istiyorum ki Türkiye'nin her yerinde o yerel seçimlerde sandıklar öyle bir patlasın ki bizim Cumhurbaşkanı adayımızın karşısına ki sizin gönlünüzden geçen isimle benim gönlümden geçen isim arasında hiç bir fark olmadığına yüzde yüz eminim. Kimilerinin muhtar bile olamaz dediğini siz dünya lideri yaptınız. Allah'ın izniyle Türk milletinin ilk defa seçtiği lideri de yaparsınız."
