Konuyla ilgili açıklama yapan Özel şu ifadeleri kullandı; “Anadolu’nun en eski yerleşimlerinden biri olan ve Osmanlı’nın tahta yakın şehzadelerini yetiştirildiği gözde şehri Manisa’mızda dün 473. kez Mesir coşkusunu ve heyecanını yaşadık. Dün, eller bir kez daha dünyanın en eski halk ilaçlarından biri olan mesire yani şifaya uzandı. Manisa’da mesir tam 473 yıldır kardeşçe, omuz omuza kol kola kutlanmıştır. Dünyanın en eski festivallerinden biri olan Mesir Festivalinin ruhu huzur ile coşkunun, heyecan ile sabrın birlikte harmanıdır. Mesir ümit etmek, talep etmek, ancak payına düşenle yetinmeyi de bilmektedir. Mesir kibrin değil, alçakgönüllülüğün, kavganın değil, kardeşliğin festivalidir. Mesir, kendi varlığının onlarca yüzlerce katında misafire ev sahipliği yapmak ve hoşgörü göstermektir. Geleneksel Mesir törenleri hemen her sene, bir önemli misafirin şereflendirdiği Manisa için şüphesiz en önemli gündür. Bu sene de Mesir Festivaline MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli katılmıştır ve bizler de tüm Manisalılar gibi bu katılımı öğrendiğimizde de ifade ettiğimiz gibi, bundan büyük bir memnuniyet duyduk, çünkü bu tip bir ziyaret elbette sadece partisinin mensupları için değil tüm şehrimiz açısından da bir kıvanç vesilesidir. Bu konuda basına verdiğimiz demeçlerde de Sayın Bahçeli’nin o gün Manisamızın şeref konuğu olacağını ve başımızın üstünde ağırlanması gerektiğini ifade etmiştik. Yine, Sayın Devlet Bahçeli’nin törenlere katılacağının açıklanmasından sonra, iktidar partisinden bazı bakanların da törene geleceği kamuoyunda yer almış, ancak ismi açıklanan Bakanların Mesir Festivaline katılımları gerçekleşmemiş, son birkaç gün içinde Başbakan Yardımcısı Sayın Bekir Bozdağ’ın törene katılacakları duyurulmuştur. Geçtiğimiz yıllarda da; gerek Sayın Cumhurbaşkanı, gerek Sayın Başbakan’ın katılım gösterdiği törenlerde muhalefet partileri olarak bizler imkan bulabildiğimiz ölçüde mesir ruhuna uygun bir biçimde parti ayrımı gözetmeksizin kol kola yürüdük hatta protokolde temsil ettiğimiz yerden iki adım geride olmaktan hiçbir şekilde yüksünmedik. Ancak bu seneki törenler esnasında bir taraftan kötü niyetli olmadığına inandığımız organizasyon eksiklikleri, diğer taraftan Sayın Devlet Bahçeli’nin törene katılmasının yarattığı olağan yoğunluk; muhalefetin yıllarca göstermiş olduğu anlayış ve tevazudan uzak bir yaklaşımla iktidar partisinin tepkisine sebep olmuştur. Orada yaşananlar ve Sayın Valinin bir Bakan’a refakat göreviyle bir muhalefet partisi liderini ağırlama görevini aynı anda yapamaz noktaya getirilmesi, kortejin ikiye bölünmesi, Sayın Bakan ve iktidar partisi milletvekillerinin kortejden ayrılıp, önde ayrı bir grup halinde yürümeleri, 50 metre arkada ise Sayın Bahçeli ve tüm muhalefet partisi milletvekillerinin yürümeleri ne 473 yıllık Mesirin ruhuna, ne de Manisa’ya yakıştı. Hiçbirimize yakışmadı! 473 yıl sonra ilk kez geleneksel Mesir Yürüyüşünü siyaset ikiye böldü. Oysaki başkaları bunu böyle yapsa ve ayrı yürümeye çalışsa, oradaki bakanların ve iktidar partisi mensuplarının buna izin vermeyip “hep birlikte olmalıyız” demesi gerekirken, bunun tam aksi yönde “iktidar partisi önde” olmalı şeklinde bir anlayış dün Mesir festivaline gölgesini düşürdü. Dün yaşananlardan, ben kendi adıma, Manisa’da, Fatih Sultan Mehmet’in ve nice kıymetli devlet adamının büyüdüğü ve yetiştiği bu topraklarda doğmuş ve büyümüş bir milletvekili olarak, her ne kadar bu olayın hiçbir yerinde herhangi bir sorumluluğum olmasa da ortaya çıkan bu tablodan utanç ve mahcubiyet duydum. Geçici siyasi hayatımız, emaneten yaptığımız görevlerimiz, hasbelkader üzerimizde bulundurduğumuz unvanlarımız, bize dünkü kibri, dünkü burnu büyüklüğü, dünkü hazımsızlığı hak olarak vermez! Hepimizin dünden çıkarması gereken önemli dersler var. Daha öngörülü, daha doğru hazırlanılmış ve tedbirli programlar yapmak, ama en önemlisi “ben ev sahibiyim, bugün bir adım geride durmak bana yakışır, öncelik misafirimizindir.” diyebilmek, “Yıllardır benim siyasi görüşümden yüksek protokol buradayken bu kez de bir muhalefet lideri burada buna saygılı olmalıyım, onun varlığını sıkıntıya sokacak bir başka protokolü törene davetten feragat edebilmeliyim” diyebilmek, siyasi olgunluğun ve tevazunun en büyük erdem olduğunu görebilmek, güçlü olmanın başta olmanın, kalabalık olmanın yarattığı körlük ve kibirden sıyrılıp, bazen az olmayı, arkada olmayı, güçsüz olmayı da hazmedebilmek, dünkü tabloyu ortaya koyan herkesin çıkarması gereken en önemli derstir diye düşünüyorum. Mesir Festivaline dün damgasını vuran siyasi kibrin bir daha yaşanmamasını önce bir Manisalı olarak temenni ediyor, Manisamıza ve Mesirimize yakışır daha nice festivallerde, el ele ve omuz omuza hep birlikte yürümeyi yürekten diliyorum.”
