AVRUPA’DA EKONOMİK KRİZ
ABD ekonomisinde yaşanan bütçe krizi ve borçlanma tavanı konularındaki belirsizlikler ve avro bölgesindeki mali krizin 2013 yılında da küresel ekonomiyi olumsuz etkilemeye devam ettiğini belirten Coşkun, ‘ABD’de yapılacak olan vergi artışı ve kamu harcaması kesintilerinin yaratacağı mali uçuruma yönelik endişeler yeni yılın ilk günlerinde harcama kesintilerinin 2 ay ertelenmesi ile bir süreliğine ortadan kalkmış gibi görünse de, kongre tarafından federal hükümete verilecek olan borçlanma sınırı olarak nitelendirilen borç tavanı konusu dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD pazarında ve etkileşimde olduğu bir çok çevrede belirsizlik yaratmaya devam etmektedir. Avro bölgesinde ekonomik aktivite zayıf seyretmekle birlikte, OECD 2013 yılında bölgenin iki büyük ekonomisi Almanya ve Fransa için zayıf ekonomik görünümün devam edeceği, İtalya ve İspanya’nın ise daralmaya devam edeceği öngörüsünde bulunmuştur. Avrupa ekonomisinin içinde bulunduğu bu olumsuz durumun etkisiyle işsizlik oranları da yükselmeye devam etmekte, Yunanistan ve İspanya’da %26 seviyesine ulaşmıştır. Bulgaristan'da artan enerji fiyatları, genel ekonomik gidişat ve yolsuzluk iddiaları üzerine halkın protesto gösterileri, Avrupa'da 2008 ekonomik krizinin başlamasıyla birlikte istifa eden hükümetlere bir yenisinin eklenmesine neden olmuş, ve geçtiğimiz hafta 22 Şubat’ta Bulgaristan hükümeti de istifa etmiştir. Böylece Yunanistan, İrlanda, İtalya, Portekiz, İspanya ve Macaristan'la birlikte kriz 7. hükümetin de yıkılmasına neden olmuştur’ dedi.
TÜRKİYE’DE EKONOMİK GÖSTERGELER
Ülkemizdeki son ekonomik veriler hakkında da görüşlerini belirten,Coşkun, ‘Ülkemiz açısından ekonomimizi değerlendirdiğimizde ise TÜİK tarafından açıklanan büyüme rakamlarının orta vadeli programda 2012 yılı için öngörülen büyüme hedefine ulaşamadığını görüyoruz. 2012 yılında ülkemizde ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın ihracat artışıyla dengelenmesi sonucu büyüme meydana gelirken buna bağlı olarak da cari açığımız azalmıştır. Ancak bu azalmaya rağmen cari açığımız hala yüksektir ve bu sorun çözülmediği sürece büyümenin sürdürülebilmesi de pek mümkün değildir. Ayrıca imalat sanayi kapasite kullanım oranının düşmesi de büyümeyi negatif etkilemektedir. Büyümede tekrar ivme kazanabilmek için ise iç talebin canlanması gerekmektedir. İlimiz açısından dış ticaret verilerini incelediğimizde ise ihracatımızın ve dış ticaret fazlamızın artığını görüyoruz’ diye konuştu.
MANİSALIYA SAHİP ÇIKILSIN TALEBİ
Meclis gündem maddelerinin oy birliği ile kabul edildiği toplantının dilek ve temenniler bölümünde söz alan Meclis Üyesi Zafer Ekinci, Manisa Belediyesi’nin tıbbi atık toplama konusunda uyguladığı haksız fiyat politikasını eleştirdi. Tıbbi atıkların imhası konusunda Manisa Belediyesi’nin İzmir firmalarına 1.50 kuruş fiyat uyguladığını, ancak Manisalı firmalarının tıbbi atıklarını 1.90 kuruştan topladığını söyledi. Bu fiyat farkının büyükşehir statüsünden kaynaklandığını belirten Ekinci, ‘Tıbbi atıkların toplama bedelinin büyükşehirlerde farklı, diğer şehirlerde farklı fiyat uygulaması olduğu söyleniyor. Bu da tonajdan kaynaklandığı belirtiliyor. Manisa Belediyesi çok güzel bir tesis yaptı. Ancak şartlar ne olursa olsun, Manisalıya sahip çıkılması gerekir. Manisalının hakkının savunulması gerekir. İzmirli bir firmanın tıbbi atığı daha ucuz fiyata alınması bana göre büyük bir haksızlıktır. Bu tesis Manisa’da olacak ve de Manisalı bu hizmetten daha fazla para ödeyerek yararlanacak. Böyle şey olmaz’ dedi.