Manisa'da Bugün

476 YILLIK GELENEĞİN 93 YILLIK TANIĞI…

GÜNDEM

476 yıllık Mesir Festivali geleneğini bir de 93 yaşındaki Saadet Gürlü’den dinleyin…

ÖZEL HABER:BERFİN ADICAN
UNESCO tarafından kültürel miras olarak kabul gören Manisa Uluslararası Mesir Festivali, bu yıl 476. kez kutlanacak. 19 Nisan tarihinde başlayacak olan festival, çeşitli organizasyonlarla birlikte 24 Nisan’da düzenlenecek saçım töreniyle son bulacak. 

Mesir Macunu’nun şifasıyla ilgili onlarca şey yazıldı, söylendi… Peki ya 476 yıllık geleneğin dünden bu güne evrilişi? Türkiye’nin uluslararası platformda markası haline gelen Mesir Festivali’ni bir de 93 yaşındaki Saadet Gürlü’den dinleyin…

8 YILDIR HUZUREVİ’NDE KALIYOR

1928 doğumlu Saadet teyzeye ulaşmak için Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı Huzurevi’ni ziyaret ettik. Kendisi yaklaşık 8 yıldır burada yaşıyor. Arkadaşlarıyla birlikte gezilere katılıyor, seramik kursuna gidiyor, kitap okuyor. Uyandığı gibi çayını yudumlarken, gazetesine bakıp Türkiye gündemini değerlendirmeyi ihmal etmiyor. 

93 yaşında olmasına rağmen kendini genç hissediyor. Her cümleye başlarken ‘benim gibi genç arkadaşlarım’ diyerek hayat enerjisini çevresine yansıtıyor.

14 YAŞINDA İSTANBUL’A GELİN GİTTİ

Saadet Gürlü’nün hayat hikayesi, herkesin yaşamında var olan kesitlerden ibaret aslında. 14 yaşında İstanbul’a gelin gitmiş, annesi vefat ettiği için okuluna devam edememiş, bütün bir ömrünü evine ve çocuklarına adamış… Seçimlerinden asla pişman olmamış. Hayatta yalnızca tek bir üzüntüsü var, o da okuyup bir meslek sahibi olamamış olması… 

‘Okula gidemedim ama kitaplarla kendi kendimi yetiştirdim’ sözleriyle röportaja başlayan Saadet Gürlü, “Manisa’da doğdum. Murat Germen İlkokulu’nu 2. sınıfta bıraktım. Kendi kendimi yetiştirdim. 14 yaşında İstanbul’a gelin gittim. 1 tane kızım, 4 tane ise torunum var. Kızım ve torunlarım İstanbul’da doğdu, Manisa’ya gelmiyorlar ama benim bütün ailem burda. 4 oğlan kardeşim vardı. Bütün ailem burada yatıyor. 8 sene önce araştırdım ve kendi isteğimle huzurevine müracaat ettim. Burada görevliler, hemşireler, herkes bize çok iyi bakıyor. Ben şeker hastasıyım. Eğer dışarıda olsaydım bakımıma yetişme imkanım yoktu.” diyor.

“SIKILDIĞIMDA OKULUMA GİDİYORUM"

Okuldan ayrılma ve İstanbul’a gelin gitme sürecini anlatan 93 yaşındaki Gürlü, "Annemi kaybedince okula veda etmek zorunda kaldım. Ben çok cabbar bir gençtim. Annemin ölümü ardından 4 erkek kardeşimi babamla birlikte büyüttük. Bazen çok sıkıldığımda hala daha okuluma gidip oturuyorum, eski anılarımı canlandırıyorum. Mazileri çok seviyorum. Bol bol roman ve gazete okuyorum. İhtiyacım olduğu zaman çarşıya çıkıyorum. Burada benden başka yürüyen yok. Bizim zamanımızda babalar kızlarını verirken başlık parası alıyorlardı. Bir düğünde kayınvalidem beni beğenmiş ve eşime söylemiş. Daha sonra beni istemeye geliyorlar. Tabii babam vermiyor, daha çok küçüğüm, bir de kardeşlerim vardı. Ama çok üstünde durulunca, babam beni gelin göndermeye mecbur kaldı. Eskiden herkes küçük yaşta evlenirdi. 16-17 yaşında evlenmeyen çok enderdi. Ancak buranın varlıklı aileleri çocuklarını okutabilirlerdi.” diye konuştu.

90 YILDIR FESTİVALE KATILIYOR

Saadet teyze, hayat hikayesini anlatmasının ardından Mesir Festivali’nin şahit olduğu 90 yıllık tarihini anlatmaya başlıyor. 

Geçmiş yıllarda mesir saçımı öncesi hiçbir etkinlik düzenlenmediğini söyleyen Saadet Gürlü, “Şimdiki festivaller 1 hafta boyunca sürüyor. Eskiden böyle değildi. Yalnızca mesir saçımı yapılırdı. Artık Manisa’da 1 ay önceden Mesir Festivali olacağını hissediyorsunuz. Ben küçükken de festivale katılırdım. O zamanlar da katılım çok fazlaydı. Mesir saçımı yapılacağı gün kimse evinde oturmazdı, herkes Sultan Camii’ne giderdi. Ben 3 yaşımdan beri festivale katılıyorum.” ifadelerini kullandı. 

“EN BÜYÜK DERDİMİZ MESİR KAPMAKTI”


‘Çocukken en büyük derdimiz mesir kapmaktı’ sözleriyle festivalin halk arasındaki önemine değinen Gürlü, “Saçım yapılacağı gün herkes camiinin etrafında toplanırdı. Bizim en büyük derdimiz mesir kapmaktı. Mesir macunları eskiden şimdi olduğu gibi sokaklarda satılmıyordu. Şimdi bütün çarşıda var ama onlar makbul değil. Çünkü dua görmemişler. Yukarıdan atılanlardan aldığın zaman dua gelmişti. Onu yerken bile dua okurduk. Eskiden festival zamanında fakir halk için yemek verirlerdi. Herkes sefer taslarını alırdı, mis gibi yemekler yenirdi. Festivale hazırlıklar bahar aylarından başlardı. Kazanlar kaynatılırdı, baharatlar tek tek elle atılırdı. 40’a yakın baharat küçük küçük kaplara konurdu. Daha sonra kazana baharatlar atılırdı ve tek tek karıştırılırdı. Yorulan onun başına geçerdi. O zamanlar bile çok güzeldi. Manisa halkını kimse evinde bulamazdı. Seneler geçti, daha da güzelleşti” dedi.

“HER YERDE FAYTONLAR VARDI”

Geçmiş yıllardaki Mesir Festivallerinde her yerde faytonlarla gezildiğini söyleyen Saadet Gürlü röportajı şöyle tamamlıyor, “Bizim zamanımızda her yerde fayton vardı. Mesir Festivali’nde de faytonlarla gezilirdi. Herkes faytona binerdi. O zamanlarda da sultan ve padişahlar seçilirdi, ama artık gerçeklerine daha da çok benziyor. 476 yıllık büyük bir geleneğe sahibiz. Artık orası çok kalabalık olduğu için saçıma gidemiyorum, dışarıdan izliyorum ama katılmayı çok isterdim. Festivalin herkes tarafından sahiplenilmesi ve bu geleneğin tanıtılması lazım."
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.