“BU SAKINCALI BİR MEKTUPTUR!”
Değerli Basın Mensupları;
Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nin kabul edilmesinin 64. yılında ülkemizde de bugün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Gününü kutluyor ve diğer taraftan da geçtiğimiz sene yasalaşan İnsan Hakları ve Kamu Denetçiliği kurumlarının atamalarının yapıldığı bir dönemde, böylesine önemli mevkilerde tarafsızlığa ve bağımsızlığa nasıl gölge düştüğünü hepimiz biliyoruz.
CHP Cezaevleri İnceleme Komisyonu olarak bir yıldan fazla bir süredir yaptığımız ziyaretlerle, cezaevlerindeki hak ihlallerini her fırsatta dile getitiyor ve kişinin sadece seyahat hürriyetini kısıtlayarak cezalandırılması gereken cezaevlerinde büyük bir insanlık dramının yaşandığını gözler önüne sermeye çalışıyoruz. Ama her geçen gün cezaevlerindeki hak ihlalleri artıyor ve insan hakları hiçe sayılmaya devam ediliyor. Örneğin, cezaevlerinden bizlere gönderilmek istenilen mahkum mektuplarına mektup okuma komisyonlarınca ‘SAKINCALI MEKTUP’ ibaresi konuluyor. Disiplin kurulları “hak ihlali gerekçeli mektuplarda” talebin reddine karar veriyor yani mektupları alıcıya ulaştırmıyor.
Geçtiğimiz günlerde elime ulaşan ve Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın tarafıma göndermiş olduğu Sakıncalı Mektup Değerlendirme Kararı’nda da açıkça belirtildiği gibi cezaevi yönetimi mahkum mektuplarında yazan hak ihlallerini ‘sözde hak gaspı raporları’ olarak görüyor. Cezaevi yönetiminin tarafıma göndermiş olduğu söz konusu kararında mektupların içeriklerinin birebir aynı olduğunu söylerken, Kocaeli 1 No’lu F Tipi cezaevinde yatan ve geçtiğimiz aylarda basından ‘cezaevinde inancımı yaşamak istiyorum, alevi dedesi istiyorum’ talebi ile tanıdığımız Bülent Özdemir ise mektupların milletvekillerine ulaştırıldığını ama gazetecilere ulaştırılmadığını söylüyor. Ayrıca, CHP Cezaevi İnceleme Komisyonu olarak her fırsatta söylediğimiz sohbet hakkı gibi önemli bir uygulamaya da cezaevi yönetimi 10 saatlik hakkın azami bir sınır olduğu yönünde bir bakış açısı ile bakıyor. Yani cezaevlerinde bundan 1 yıl önce ne sorun varsa bugün bu sorunlar aynen devam ediyor ve cezaevleri en büyük insan hakları ihlallerinin yaşandığı yerler, mekanlar olma özelliğini koruyor.
10 Aralık 1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nin yayınlanmasının üzerinden 64 yıl geçmesine rağmen bugün ayrımcılık, eşitsizlik, hak ihalleleri, yoksulluk gibi temel konularda insanlığın mücadelesi değişmiyor. Cezaevi koşullarını, adil olmayan yargılamaları, işçi haklarını, çocuk haklarını, düşünce mahkûmlarını, mültecileri, sığınmacıları, kadın haklarını, işkence ve kötü muameleyi ve ifade özgürlüğünü de içeren birçok konu dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de hala çözüm bekliyor. Böyle bir günde, tüm insanlığın başta onurlu bir şekilde yaşam hakkına sahip olduğu bir dünya diliyor ve ülkemizdeki insan haklarının tablosu olarak nitelendirebileceğim SAKINCALI MEKTUBU siz değerli basın mensuplarımızın ve kamuoyumuzun değerlendirmelerine sunuyorum: BU BİR SAKINCALI MEKTUPTUR!