Manisa'da Bugün

CHP CEZAEVİ KOMİSYONU TUTUKLU MİLLETVEKİLLERİ RAPORUNU AÇIKLADI

SİYASET

CHP Cezaevi İnceleme ve İzleme Komisyonu Üyeleri Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Muğla Milletvekili Nurettin Demir ile Manisa Milletvekili Özgür Özel, “Türkiye Büyük Milletvekili Cezaevi (TBMC), İradesi Hapsolmuş Bir Ülkenin Çığlığı” başlıklı Tutuklu Milletvekilleri Raporunu açıkladı.

“İradesi Hapsolmuş Bir Ülkenin Çığlığı”

CHP Cezaevi İnceleme komisyonu Üyesi Milletvekilleri Veli Ağbaba, Özgür Özel, Nurettin Demir tarafından hazırlanan ‘Tutuklu Milletvekilleri Raporu’, TBMM Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ve Mustafa Balbay'ın eşi Gülşah Balbay'ın katılımıyla açıklandı. CHP Genel Merkez’de düzenlenen toplantıda Başkanvekili Hamzaçebi, gazetecilerin soruların da cevapladı. 

Komisyon, halkın iradesini temsil eden tutuklu milletvekilleri sorununa yanıt bulmak ve bu büyük hukuksuzluk ile mücadele etmek adına “Tutuklu Milletvekilleri Raporunu” hazırladıklarını ifade etti. Silivri, Sincan, Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa cezaevlerini tek tek gezerek Tutuklu Milletvekilleri ile yüz yüze görüşen heyet, bu görüşme notlarına da raporda yer verdi.

Rapor hazırlanırken cezaevinde olan, 2 yıl boyunca halkı temsil yetkisi gasp edilen ve ancak bu yasama yılı başında yemin ederek görevine başlayabilen Zonguldak Milletvekili Prof Dr. Mehmet Haberal’ın da yer aldığı raporda, MHP’li Engin Alan’a da yer verildi. Komisyon hiçbir siyasi görüş ayrımı yapmaksızın herkesi ziyaret ettiklerini, MHP’li Engin Alan’ı da defalarca ziyaret ederek kendisine sahip çıktılarını da belirtti. Tutuklu Milletvekilleri Raporunun Cumhurbaşkanına, Başbakana, Meclis Başkanına ve parlamentoda grubu bulunan siyasi partilere gönderileceği ayrıca raporun İngilizce çevirisini de uluslararası kurum ve kuruluşlara, sivil toplum örgütlerine, AB Parlamentosuna da gönderileceği bilgisi kaydedildi.

Komisyon üyelerinin ayrı ayrı söz aldığı toplantıda CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel şunları söyledi:

“Öncelikle ifade etmeliyim ki; bugüne kadar yazdığımız bütün raporlar AKP’nin sözde ileri demokrasisinin eseri olan tabloyu ortaya koyuyor. Öyle bir iktidar partisi ile karşı karşıyayız ki Başbakan ilk seçimlerde partisinin başında seçime girememiş, çünkü başvurduğu Yüksek Seçim Kurulu kendisinin muhtar dahi olamayacağına ilişkin kanaat belirtmiştir. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi seçimlerden galip çıkan bir partinin Genel Başkanının Mecliste görev almamasını kendisinin demokrasi anlayışına ve evrensel demokrasi ilkelerine uygun bulmamış ve üzerine düşen görevi yerine getirerek bu ayıbı ortadan kaldırmıştır. Ancak aynı Başbakan şu anda tutuklu milletvekilleri sorununun çözülmemesi için ayaklarını diremiş ve Parti Grubunu, Parlamentoyu bu konuda tahakküm altında tutarak; Yüksek Seçim Kuruluna başvurmuş, aday olma hakları resmi belgelerle tanınmış, oy pusulalarında isimleri yazmış ve her biri 100 bine yakın oyla vatandaşlarımız tarafından milletvekili seçilmiş bu kişileri Meclis’ten uzak tutmuştur, tutmaya da devam etmektedir. Biz o günkü kararımızdan pişman değiliz. Ama eğer demokrasiden bahsedilecekse bu demokrasi anlayışı ile Başbakan’ın muhtar bile olamayacağı konusundaki kanaat pekişmektedir.” dedi.


 

Balbay’ın Suç Aleti: “Kalem”!!

Sayın Mustafa Balbay’a karşı yapılan haksızlıklara da değinen Özel, Balbay’ın kendilerine emanet ettiği suç aletini de göstererek, elindeki kalemin Balbay’ın suç aleti olduğunu ifade etti.

Özel; “İşte bu suç aleti ile sizlerin karşısındayız. Sayın Balbay’ın üzerine atılan suçları işlediği tüm silahı budur. Balbay’ın ayrıca bu suçlarını kolaylaştıracak bir adet de sarı basın kartı bulunmaktadır! Sayın Balbay hem Tutuklu Gazeteciler Raporumuzda yer alan hem de Tutuklu Milletvekilleri Raporumuzda alan bir kişi olarak bugün sizlere arz ettiğimiz Türkiye Büyük Milletvekili Cezaevi raporumuzun da ön sözünü yazmıştır. Kendisine bunun için bir kez daha buradan teşekkür ediyoruz. Kendisi ilk ve son kez 1982’de askerde eline silah aldığını söylemekte, hakkındaki suçlamalara delil olarak gösterilen Cumhurbaşkanı ile, Yargıtay Başkanı, Başsavcılar, Siyasi Parti temsilcileri,rektörler ve sendika temsilcileri ile yaptığı görüşme notlarının karşısına suç delili olarak çıkmasından üzüntü duyduğunu ifade etmektedir. Kendisine yaptığımız son ziyaretten bir önceki ziyaretimizde hakkında verilen cezanın adeta matruşka gibi olduğunu söyleyen Balbay, “Benim için bilgisayarımdan çıkarıldığı söylenen notlardan 4 suç çıkardılar. Her bir suçun içinden de 4 tane suçlu Mustafa Balbay çıkardılar. Yazdıklarımla hükümeti devirmeye çalışma suçundan 16 yıl, bu yazdıklarımı dayandırdığım belgeleri bulundurduğum için 9 yıl, bu belgelerin içindeki adı geçen kişilerle ilgili haber yapmaktan 7 yıl, buradaki kişilere ait verileri bulundurmaktan, yani kişisel verileri açığa çıkartmaktan da 2 yıl 8 ay ceza aldım. Gazeteci aynı gazeteci. Yapılan haber, yazılan kitap aynı. Suçun içinden suç, gazetecinin içinden suçlu çıkarıyorlar. Bilgisi, belgesi olmayan gazetecilik olur mu? Öyle yapılırsa, buna gazetecilik denir mi? demektedir.” dedi.

Özel, ayrıca konuyla ilgili verilen kararların milli iradeyi de hiçe saydığını belirterek; “Yargıçlar elbette kararları ile konuşurlar, ancak milli irade nasıl konuşur? Milli irade sandıkta konuşur ve 2011 yılında tüm milletvekillerine bunlar bizim vekillerimizdir demiştir. İşte tüm gerekçelerle bizler tutuklu milletvekilleri ayıbının bir daha yaşanmayacağı, bizlerin böyle bir raporu yazmadığı, gazetecilerimizin böyle bir raporu haberleştirmediği gerçek bir demokrasiyi temenni ediyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı. 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.