ÖLMESEYDİ TÜRK DÜNYASINI BİRLEŞTİRECEKTİ
Özdağ açıklamalarına şöyle devam etti; “Sayın Turgut Özal Türkiye’de 141, 142, 163’ ü kaldırarak özgürlükleri getiren adamdır.Türkiye’de mülkiyet teşebbüsünü getiren bir önderdir. Özal fikir, inanç hürriyeti noktasında Türkiye’nin Dünya ile yarışmasına öncülük eden bir devlet adamıdır. Sayın Özal’ın Türkiye’yi özlediğimiz ekonomik seviyeye getirmek için rekabet ortamının getirilmesi hususunda ve ülkemizin refah seviyesine gelmesinde büyük bir payı vardır. eski Başbakanımız ve Cumhurbaşkanlarımızdan merhum Turgut Özal o dönemde devlet dairelerindeki hantal yapının devletimizin üzerindeki kambur olduğunu çok net görmüştür. Bu nedenle özelleştirmeyi hızla getirmek istemiştir. Şu an Türkiye’de hakikaten rekabet varsa, sanayi, teknoloji varsa bunların hemen hemen tamamını öncelikle Rahmetli Özal’a borçluyuz. Kendisi çok zor şartlarda Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapmıştır. Vefat etmeden hemen önce Balkanlara gitmiş ve daha sonra Türk Cumhuriyetlerine giderek oralarda Hoca Ahmet Yesevilerin mezarlarını ziyaret etmiş, Türk Dünyasını yeniden buluşturma, Türkiye ve Türk dünyasının imkanlarını birlikte değerlendirmek adına güzel hamleler yapmıştır.Türkiye’ye döndükten sonra ani bir kalp kriziyle vefat ettiği söylenmiştir ama şüphelerle dolu Özal’ın ölümü artık aydınlatılmaya başlanmıştır. Adli Tıp Kurumunca yapılan açıklamada ise vücudunda zehir bulgularına rastlandığı belirtilmiştir. Turgut Özal’ın vücudunda yüksek miktarda zehirli madde ‘striknin kreatin’ bulundu. Türkiye’de demokrasi ve hukuk mücadelesi devam etmektedir. Bu mücadeleyi verirken bazı karanlık güçlerin kirli tuzakları ve oyunları muhakkak devam edecektir. Bu hassas konuda tüm devlet adamlarını dikkatli olmaya davet ediyorum. Türkiye özgürleştikçe, şeffaflaştıkça, demokratikleştikçe hem darbelerle hesaplaşacak hem de Eşref Bitlis, Muhsin Yazıcıoğlu gibi şüpheli ölümler araştırılacak ve gün yüzüne çıkacaktır. Ben hakikat şimşeğinin bir gün çakacağına inanıyor, Merhum Turgut Özal’a Allah’tan rahmet diliyorum. Şimdi Özal’la başlayan demokrasi süreci Recep Tayip Erdoğan’la devam etmeye başladı. Bugün iktidarda olan Başbakanımız Recep Tayip Erdoğan darbecilere meydan okuyor. Türkiye’de vesayetçilere meydan okuyor. İktidarını sadece milletle paylaşıyor. Cuntacılarla, kirli sermayedarlarla, şantajcı medyayla, oligarşik bürokrasiyle paylaşmıyor. Her geçen gün millet kendisini destekledikçe Başbakanımız da hizmet ettikçe Türkiye’nin önü açıktır. Bölgesel güç olan ülkemiz aynı zamanda kürsel güç olacaktır.”