Manisa'da Bugün

ÖZGÜR ÖZEL SÖZÜMÜN ARKASINDAYIM

SİYASET

ÖZGÜR ÖZEL SÖZÜMÜN ARKASINDAYIM

 Sosyal medyada geçtiğimiz günlerde “Aslında mesele kendisinden bir cacık olmayacak bir hıyarın kendi emellerine zavallı ayranı alet etmesi meselesidir.” paylaşımım üzerinden AKP’li İl Başkanı Murat Baybatur ve Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi’nin kendilerine “yeniden” bir siyaset alanı bulmuş olmanın heyecanı ile yaptıkları basın açıklamaları, sarf ettiğim bu cümleyi evirip, çevirip bir siyasi malzeme çıkartmak uğruna şahsıma saldırmaları kendilerinin siyaseten tükenişlerinin açık kanıtıdır.

Attığım tweetin ve kullanılan ifadenin aynen arkasında olmakla birlikte; söz konusu “ayran”,“cacık” ve “hıyar” üçgeninde geçen cümlemde isim vermemiş ve bu konuda ilave bir açıklama yapmamış olmama rağmen, hem Baybatur hem de Tanrıverdi “Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret var.” şeklinde tepki vermişlerdir. “Kendisinden bir cacık olmayacak bir hıyar” ifadesinden ilk akıllarına gelenin kendi Genel Başkanları olmasını son derece manidar buluyor ve sıkça yaptıkları siyasi gaflarına bir yenisini daha eklediklerini görüyorum. Ayrıca, bu ikilinin son bir yılda ittifak ettikleri tek konunun bu olmasını da tek kelimeyle “trajikomik” buluyorum.

Kendilerini Genel Başkanlarını koruma göreviyle donatanlar, Başbakana dokunmayı ibadet sayanlar, Başbakanın 3 dönem yeminini bozması karşılığında 30 gün kefalet orucu tutmayı teklif edenlerin partisinin İl Başkanı Murat Baybatur’un sarf ettiğim bu cümleleri “Recep Tayyip Erdogan’a bu lafı etmek Türk Milletine hakaret etmektir” diye yorumlaması derin bilgisizliğinin yansımasıdır. Kendisi bilmelidir ki; Başbakanın böyle bir sıfat ve sorumluluğu yoktur ve eğer birinin şahsında Millet temsil bulacaksa bu görev hükümetin başının değil, devletin başı olan Sayın Cumhurbaşkanındır.

Ayrıca, Recep Tayyip Erdoğan daha bir kaç gün önce "Dün lakabı çoban olanlar bugün İşçi Partisi’nin koyunu oldular" ifadesi ile 9’uncu Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'e “koyun” demiştir. Kaldı ki, Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı düzeyindeki hakaretleri sadece 9. Cumhurbaşkanı ile de sınırlı değildir. Milli Mücadele kahramanı, en zorlu cephelerin kahraman komutanı, Sevr Anlaşmasını yırtıp atan, yerine Lozan anlaşmasını yapıp ülkemizin bugünkü sınırlarını tüm dünyaya kabul ettiren devlet adamı ve 2. Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’ye her fırsatta “faşist” diyerek, “Hitler’e” benzeterek yaptığı hareketler de unutulmamalıdır. Hepsi bir yana kendisi “Cumhuriyet'inin ilk yıllarında içki kampanyaları yapılıyordu, çocuklara zorla içki içiriliyordu.” diyebilecek kadar hırstan gözü dönmüş, Mustafa Kemal Atatürk’ü itibarsızlaştırmak için gerçeği terk etmeyi dahi göze almış bir Başbakan'dır. Ülkenin kurtarıcısı ve kurucusu Başkomutanı, ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e bu ülkeye yaptığı onca şeye rağmen, büyük bir nankörlük ve vefasızlıkla, 3 kilometrelik metro açılışında “Sen neyi ördün on yılda, biz örüyoruz yurdu demir ağlarla dört baştan.” ifadeleri ile “sen” diyen, meydan okuyan, saygı göstermeyen birine saygısızlıktan dolayı özür dilememi isteyenlerin, bu özrü Genel Başkanlarından Cumhurbaşkanlarımız, Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve Süleyman Demirel için talep etmelerini öneririm

“Manisa'nın abisi olacağım, ittifakla da Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacağım” diye umarken elindeki yetki ve mevkileri kaybetmesiyle her geçen gün yalnızlaşıp bir köşeye itilen, Başbakana yaranacak bu tip bir fırsatla da yeniden varoluş ümit eden bir milletvekilinin tükenmişlik hikayesini ise biraz da acıyarak ve ibretle takip etmekteyim. 

Kendilerine sadece twitter’da okunan ve bilinen bu mesajımı önce tüm Manisa'ya şimdi de tüm Türkiye'ye ulaştırdıkları ve ulaştırmak için de halen süren insanüstü gayretleri için minnettar olduğumu ifade etmek isterim.

İyi ki AKP’nin onlar gibi il başkanları ve milletvekilleri var! 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.