Cumhuriyet Halk Partisi şiddeti hiçbir zaman tasvip etmediğini ilk günden beri söylediği halde, Recep Tayyip Erdoğan ve şakşakçı yöneticileri ısrarla ve gerçekleri çarpıtarak toplum vicdanını yanıltmaya çalışıyor. Başbakan, yapılan eylemlerden ders almak ve halkın sesini duymak yerine, kendisine karşı yöneltilen eleştirileri mahalle mahalle gezerek cevaplıyor, üstelik hiç çekinmeden vatandaşlarını tehdit ediyor.
Demokrasilerde seçim zamanları dışında muhalifler miting yapar ve iktidar sahiplerine gücünü duyurmak ve kendilerini ifade etmek isterler. Ancak, son günlerde iktidarın, hem de arkasında %50 olduğunu her fırsatta dile getiren iktidarın sivil protestolara karşı mahalle mahalle miting yapması, aslında ne kadar korktuklarını, özgüven eksikliklerini ve içinde bulundukları acziyeti, eleştiriye tahammülsüzlüklerini göstermiştir.
Böyle bir ortamda, 75 milyonun gözünün içine baka baka yalan konuşan Başbakan’ın söylemlerini de arkasına alan Selçuk Özdağ gibi siyasetçilerin ise “fırsatı kaçırmayayım” düşüncesi içinde hareket ettikleri aşikardır. Sayın Özdağ bilmelidir ki; olaylara fitne ve hile ile yaklaşanların oyununa bu millet bir daha gelmeyecektir! Bugüne kadar manevi ve dini değerlerimizi siyasetlerine alet etmiş olanlar ve Sayın Özdağ son açıklamaları ile bir kez daha kamuoyunu yanıltma ve mesnetsiz iddialarla vatandaşlarımızı manipüle etme gayreti içinde olduklarını göstermişlerdir. Ama unutulmamalıdır ki; artık bu fitne fücur siyasetine vatandaşlarımızın karnı toktur!
Olayların çıktığı ilk günden bu yana hep şunu söyledik: Gezi Parkı Eylemleri iktidarı ile muhalefeti ile herkesin ders çıkarması gereken ve halkın kendiliğinden başlattığı bir harekettir ve ülkemiz için önemli bir dönüm noktasıdır. Mutlaka ama mutlaka demokrasiye, özgürlüğe ve barışa evrilmesini istediğimiz olaylardır.
Bizler, Cumhuriyet Halk Partisi yöneticileri ve milletvekilleri olarak şiddete bulaşmayan her türlü demokratik tepkinin ve hak arayışının sonuna kadar yanında olduk, bundan sonra da olacağız. Ancak ve ancak, altını bir kez daha çizerek ifade etmek isterim ki; Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu eylemlerin tertipleyicisi ve çağırıcısı değildir. Kaldı ki, daha temiz bir çevre, daha adil paylaşım, daha kardeşçe bir toplumsal yaşam, hem ülkemizde hem dünyada barış için çalışan, alın terinin değerini bulmasını, emekçinin emeğinin karşılığını almasını isteyen ve daha mutlu bir dünyayı hayal eden bizim gibi sosyal demokrasiye sıkı sıkıya bağlı olan bir partinin, bu taleplerle yola çıkanları yalnız bırakması da beklenmemelidir.
Bu nedenle; kimse bu süreçte CHP üzerinden nemalanmak gibi bir gayret içinde olmasın ve boş hayaller peşinde koşmasın. Çünkü bu ülke, AKP’ye ve diktatörlük meraklılarına demokrasiyi gösterecek ve gerekli cevabı sandıkta verecektir.