DHKP-C’nin bu eyleminin basit bir terör olayı olarak görülmemesi gerektiğini belirten AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, “Bu tip terör eylemlerinin asıl amacı topluma vermek istedikleri mesajlardır. Bu eylemin bir mesajı örgütün çok iyi korunduğu varsayılan bir adliye binasını basarak güç gösteri yapmasıdır. Örgüt bu mekanı özellikle seçmiş, böylece her yerde eylem yapacak gücüm var mesajını vermek istemiştir. Bir diğer mesaj ise Berkin Elvan’ın ölümü üzerinden toplumun büyük çoğunluğunu kin ve nefretle doldurarak politize etmektir” dedi.
TERÖRİST EYLEMLERİ DESTEKLEMEK ALÇAKLIKTIR
Özdağ açıklamasına şöyle devam etti; “14 yaşındaki Berkin Elvan tabi ki ülkenin bir çocuğuydu ve asla ölümünün faili meçhul kalması düşünülemez. Ancak Berkin Elvan ölümü üzerinden siyaset, kan emiciliği, terör eylemi yapmak ve yapılan bu terörist eylemleri desteklemek alçaklıktır. Bir gencin ölümünü DHKP-C’nin eylemlerine meşruiyet kazandırmak ve mezhep farklılığını derinleştiren bir araç haline getirmek ahlaksızlıktır. Acıların bu şekilde vandallığa dönüştürülmesi hiçbir şekilde kabul edilemez. Ama maalesef Berkin Elvan’ın ailesi de süreç içerisinde acısını vakurla yaşayan bir aile görüntüsü vermemiştir. Gezi olaylarında hepimizi üzen maalesef başka ölümler de oldu ama diğerleri bu kadar istismar vesilesi yapılmadı. Bu istismara Berkin Elvan’ın yaşının küçük olmasının sebep olduğunu ve bu durumun çok daha vahim olduğunu düşünüyorum. Ve üzülerek ifade etmeliyim ki aile de bu durumdan sorumludur.
Maalesef dünden beri üzülerek görmekteyiz ki, meslekleri gazeteci, televizyoncu, sanatçı, siyasetçi olan bazı gafiller terörü ve teröristleri kınamak yerine kinlerini devlete kusmak aymazlığını göstermektedirler. Bir taraftan demokrasiden bahsedip, bir taraftan da demokrasiye kasteden örgütlerin değirmenine su taşımak samimiyetsizliktir, demokrasiyi gayrimeşru hedeflere ulaşmanın aracı hâline getirmektedir.”
PKK NE İSE DHKP-C’DE O’DUR
DHKP-C’nin uzun zamandır PKK ile iş birliği içinde olduğunu kaydeden Özdağ, “PKK’nın çözüm süreci münasebetiyle kimi eylemlerini DHKP-C’ye yaptırabileceği ihtimalinin gözden kaçırmamalıyız. Öteden beri PKK ile Marksist sol arasında yüzüklerin kardeşliğine benzer bir kardeşlik vardır. Bu terör örgütleri bir elmanın iki yarısı gibidirler. Dünkü olayda o teröristleri oraya gönderen terör baronları sonucun tam da bu şekilde olmasını amaçlamışlardı ve bu amaçlarına da maalesef ulaştılar. DHKP-C'nin daha öncede birçok polisimizi, askerimizi ve devlet görevlimizi katletti. Ailelerinin, yetim kalan çocuklarının figanları sürerken DHKP-C örgütüne destek veren insanlıktan nasibini almamışların olduğu görmek insana çok acı veriyor.Bu tür terör eylemlerinden kurtulmanın yolu, terörü nereden gelirse gelsin lanetlemek, dökülen kan kime ait olursa olsun bunu meşrulaştıracak bir tutumdan kaçınmaktır. Kapalı kapılar ardında komprador hayatı sürüp meydan yerinde ucuz militanlık yaparak gencecik çocukları ölüm tarlalarına sürmek insanlık değildir. Burada vatandaşlarımıza düşen görev sağduyulu olmaya devam etmeleri, terör örgütlerinin amaçladığı gibi çatışma ortamına sebep olabilecek davranışlardan kaçınmalarıdır. Özellikle 7 Haziran seçimleri öncesinde uluslararası baronların kurduğu tuzaklara düşmemek, onlara verilecek olan en iyi cevaptır. Dünkü saldırıda şehit olan savcımıza tekrar Allah’tan rahmet, ailesi, sevenleri ve milletimize baş sağlığı diliyorum.” şeklinde konuştu.