İşte Başkan Orhan’ın basın açıklaması “Son günlerde kamuoyunda yer alan bazı iddia ve söylemlere bu akşam yapılan Belediye Şehir Meclisi toplantısında cevap vermemin yanı sıra ekte olan belgelerle birlikte siz basın mensuplarımıza bu yazılı açıklamayı da sunuyorum.
2004 yılında halkımızın desteği ve teveccühü ile göreve başladığım günden bugüne kadar halkımıza en iyi hizmeti sunmanın gayretiyle çalıştım ve ekibimizle birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Bu 10 yıllık süre içerisinde hayal denilen birçok projeyi hayata geçirdik, yapılamayanları yaptık. Halkımıza hizmet yolunda ortaya koyduğumuz bu başarılı belediyecilik hizmetlerimizde çok şükür; ne bir şaibeye yer verdik ne de hakkımızda açılan tek bir dava var. Ancak siyasi ahlaktan yoksun birileri, sanki hakkımızda bir yolsuzluk davası varmış gibi yalan ve iftira dolu söylemleri hem sosyal medya da hem de halk arasında yaymaktadır. Biz tüm bu iftira ve yalanlara yargı yoluyla cevap veriyor, siyasi gerginlikten medet uman o kişilerle polemiğe girmeden Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuyoruz. Nasıl ki bundan 5 yıl önce bir siyasi parti ilçe başkanına yargı yoluyla cevap verdiysek bugün de aynı yolu izliyoruz. Ancak kamuoyunun doğru bilgilenmesi açısından bu mesnetsiz iddialara Turgutlu halkının meclisi önünde ve siz değerli basın mensupları aracılığıyla da cevap vermenin zaruri olduğuna inanıyorum.
Geçtiğimiz hafta sonu şehrimizin çeşitli yerlerinden aldığımız şikâyet telefonları ile başlatmış olduğumuz incelemede çok çarpıcı sonuçlar elde ettik. Şöyle ki; bir süreden beri şehrimize Manisa Belediyesi’nin arabaları ile gelen, kendilerini belediye görevlisi olarak tanıtan bir ekip çeşitli faaliyetler yürütmekte. Bu ekip hemşerilerimizin evlerini ziyaret ederek çeşitli hediyeler vermekte ve hemşerilerimize bir takım sorular sormakta. Bu sorular, “Manisa Belediye Başkanı Cengiz Ergün’ü tanıyor musunuz?” “Manisa Belediyesi’nin hizmetlerini biliyor musunuz?” “Turgutlu Belediyesi’nin hizmetlerinden ve Belediye Başkanı Serhat Orhan’dan memnun musunuz?” Bu soruların ardından bu ekip; “Turgutlu Belediye Başkanı Serhat Orhan hakkında da yolsuzluk dosyaları ve davaları bulunuyor bilginiz var mı?” Sorusunu sorarak gerçek amacını ortaya koyuyor.
Turgutlu’muzu Ege’nin yükselen yıldızı yapan birçok il ve ilçeye örnek gösterilen projelerimizin, Turgutlu’muzun en ücra köşelerine dahi hizmet sunmaktan geri durmayışımızın bu insanlarda rahatsızlık oluşturduğunu biliyorduk ancak yalan ve iftiraya sığınarak propaganda yapacaklarını, bu denli alçalacaklarını beklemiyorduk. Bakın benim hakkımda bırakın açılmış bir dava olmasını, tek bir soruşturma dahi yok. Ama bu iftiraları ortaya atan Cengiz Ergün ekibine soruyorum; kamuoyunda fırıncılar davası olarak bilinen davada 55 yıl ile yargılanan Cengiz Ergün değil mi? Zira geçtiğimiz günlerde bahsettiğim “ülkücülük” konusu tam da bu duruma uymaktadır. Çünkü, bir dönem vatanı, milleti için mücadele eden, şehit olan, ailesinin fertlerini yitiren o güzel kişiler, kimsenin ardından dedikodu yapmadan, iftira atmadan, karalama kampanyaları yürütmeden doğru bildiklerini söyleyen ve doğru bildiklerinin yanında olan kişiler gerçek ülkücülük davasına sahipken, şimdilerde ise bazı kişiler karalama kampanyaları, iftiralar ve çeşitli çarpıtmalarla insanların kafalarını karıştırıp bir de kendilerine sözde “ülkücü” diyebiliyorlar. Onların bu anlamda vatan, millet için kendisini, ailesini, yıllarını feda eden ülkücü camia ile bir alakaları olduğunu düşünemiyorum.
Mevcut bir başka belediye başkan adayı da diyor ki; Turgutlu’da rantın değil halkın belediye başkanı olacağım. Açıklamasında devam ediyor; “Özellikle yeni konut alanları yaratarak alt yapı hizmetlerini getirecek ve bizzat belediye tarafından vatandaşlara kar amacı gütmeden vatandaşlara satılacak” Sevgili arkadaşlar ya bu başkan adayımız aday olduğu şehri karıştırıyor ya da tüm bu yapılan hizmetleri devekuşu misali görmek istemiyor; göremiyor. Bizim görev süremizce yaptığımız zaten bu değil mi? İşte 4 kat revizyon imar planı ortada. Bu revizyon imar planının ardından birçok mahallemizde inşaat firmaları adeta birbiriyle yarışıyor. İşte Evin Konserve eski alanında başlattığımız sosyal konut projesi ortada. Tüm bu yaptığımız hizmetlerden anlaşıldığı üzere evet ortada bir rant var ama bu halka sunulan bir rant. Biz bugüne kadar ne yaptıysak halkımız için yaptık ve halkımıza fayda getirecek kararları aldık. Tabii tüm bu kararları alırken karşımıza halkımızın menfaatlerini göz ardı eden “istemezükçüler” çıktı. Geçmişte Boğaziçi Köprüsü’ne bugün 3. Köprüye, 3. Havalimanına karşı çıkanlar şehrimizde de bu tarz yatırım ve eserlere karşı çıktılar. Örneğin, şehrimizin girişine yap-işlet-devret modeliyle kazandırdığımız otel inşaatına kimin evet kimin hayır dediği ortada. Ama dün hayır diyenler, bugün bu otelin şehrimizde ne kadar önemli bir eksikliği giderdiğinin de farkına vardılar. Hatta ramazan ayında, bu otele “hayır” diyen siyasi partilerin uzantısı olan derneklerin iftar programlarını bu otelde düzenlemeleri bu gerçeği ortaya koyuyor.
Sevgili Meclis Üyeleri ve basın mensuplarımız, ortaya atılan bir diğer mesnetsiz ve çirkin iftira da, sahibi olduğum ORKA Tarım firmasının yurtdışından üzüm getirip kaçak yolla ülkemizde piyasaya sürdüğüdür. Bakın, ORKA Tarım faaliyette bulunduğu 1994 yılından bugüne kadar hiçbir şaibeli ve kanunsuz bir işin içerisinde yer almamıştır. Biz 10 yıldır dünyanın birçok ülkesinden üzüm ithal ediyoruz. Bu ülkelerin içerisinde Amerika, Yunanistan, İran, Özbekistan, Afganistan ve Çin yer almakta. Bu ülkelerden aldığımız üzümleri Mersin Serbest Bölge’de işliyor ve aynı şekilde orijinaline bire bir sadık kalarak, yani menşe ülkenin üzümü olarak etiketleyerek tekrar yurtdışına satıyoruz. Bu iddiaları ortaya atan kişiler eğer bu şekilde 1 kilogram üzümü yurt içine soktuğumuzu ispat ederlerse, tüm açık yürekliliğimle söylüyorum ORKA Tarım’ı bağışlarım. Herkes elinde belgelerle konuşacak. Bakın Tariş Üzüm Birliği 19.11.2013 tarihinde bu konuyla ilgili Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Bu suç duyurusu neticesinde mahkeme bilirkişi heyeti görevlendirdi ve başlatılan soruşturma 11.12.2013 tarihinde sonuçlandı. Soruşturmada ORKA Tarım tarafından işlenerek ihraç edilen üzümlerde hiçbir suç unsuru bulunmadı ve kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildi.
Şimdi bu iddiayı ortaya atanlardan biri olan Tariş Üzüm Birliği’ne sizler aracılığıyla birkaç soru sormak istiyorum;
Tariş Üzüm Birliği geçen sene 30 bin tona yakın üzümü 3 liradan satın aldı. Fiyat artışlarından ötürü bu üzümler 5 buçuk liradan satıldı. Şimdi soruyorum bu fiyat farkından meydana gelen kar payını ortaklarına dağıtmış mıdır? Aldığımız duyumlara göre tek bir kuruş para dağıtılmamış, dağıtmayı düşünüyorlar mı?
Tariş Üzüm Birliği’nin katıldığı yurt dışı ve fuar organizasyonlarına katılması gereken kişiler dışında kimler dahil oluyor? Almanya’da düzenlenen ORKA Tarım firmamızın da yer aldığı Anuga Gıda Fuarı’na Tariş Üzüm Birliği Başkanı, Tariş Üzüm Birliği Müdürleri ve en az 5 kooperatif başkanı katılarak lüks otellerde 1 hafta kalmışlardır. Bu organizasyon masrafları Tariş Üzüm Birliği tarafından mı karşılandı?
Bu çirkin iftirayı ortaya atan bir diğer isim olan CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören’e de yine sizler aracılığıyla birkaç soru sormak istiyorum ancak bunun öncesinde şu önemli bilgileri sizlerle paylaşmakta yarar görüyorum. Bugüne kadar Turgutlu Belediyesi, Turgutlu Organize Sanayi Bölgesi ve organize sanayi bölgesinde faaliyet gösteren bir firma hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yirmiye yakın soru önergesi veren CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören’in bu soru önergeleri neticesinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca iki başmüfettiş Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü’nde incelemelerde bulunmuştur. 08.02.2013 tarihinde başlayan bu inceleme 06.07.2013 tarihinde sonuçlanmıştır. Bu incelemeler neticesinde ne Belediyemizle ilgili, ne de Organize Sanayi Bölgesi ve o söz konusu firmayla ilgili hiçbir sorun ve sıkıntı olmadığı ortaya çıkmıştır. Şimdi Belediyemize, Organize Sanayi Bölgemize ve OSB Bölgesinde yer alan ve yaklaşık 1400 çalışanıyla istihdama desteği ortada olan, bir siyasi partinin üniversite öğrencilerine burs verilmesini yasaklatması öncesinde Belediyemiz aracılığıyla, şu sıralar Kaymakamlığa bağlı Sosyal Yardımlaşma Vakfı aracılığıyla binlerce öğrencinin eğitimine destek olan bu firmaya akla hayale sığmayan iftiralarla saldıran CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören’e sormak istediklerim;
Kendisinin veya yakınlarının daha önce çalıştırdığı tuğla fabrikasına ait 400 bin liraya yakın elektrik borcunun olduğu ve ödenmediği iddiası doğru mudur?
Kendisi veya yakınlarının 350 bin TL’ye yakın elektrik borcu olan bir fabrikayı kiraladığı ve aynı iş yeri için mevcut borç ödenmeden yeni bir elektrik abonesi alındığı doğru mudur?
Kendisinin işletmiş olduğu gıda ve tuğla işletmelerinde çalışanlarının sigortalarının yapılmadığı ve yapılanların da primlerinin eksik ödendiği iddiası doğru mudur?
İşlettiği gıda firmasını satın aldığı rakam ile sattığı rakam arasında önemli bir fark olduğu ve bunun şaibeli bir satış olduğu iddiası doğru mudur?
Bizler hakkında her fırsatta Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne soru önergesi veren Sayın Hasan Ören’e bu soruları hemşerilerimizin bizlere yansıttıkları doğrultusunda ve soru önergesi verme şansımız olmadığı için Turgutlu halkının meclisi önünde soruyorum.
Her fırsatta dile getirdiğim “iktidarla aynı dili konuşan” belediyecilik anlayışı içerisinde Turgutlumuza; Irlamaz Spor Vadisini, 300 yataklı Devlet Hastanesini, spor salonu ve stadyumunu, adliye sarayını, öğretmenevini, emniyet müdürlüğünü, ilçe tarım müdürlüğünü, hayırseverlerimizin destekleriyle onlarca okulu, Meslek Yüksek Okulu’nu, eğitim ve yurt merkezini, gençlik merkezini, koşu kırı çarşılarını, hal tesislerini, sağlık ocaklarını ve Hasan Ferdi Turgutlu Teknoloji Fakültesi ile birlikte daha onlarca eseri ve yatırımı kazandırdık. Tüm bunları yaparken tek bir şaibeli işimiz ve yolsuzluğumuz olmamıştır. Eğer aksini iddia eden var ise belgeleriyle konuşmaya ve ispatlamaya davet ediyorum, ispatlamayan namert ve müfteridir.
Hizmetlerin en iyisine, en güzeline layık olan Turgutlulu hemşerilerime de huzurlarınızda şükranlarımı sunuyor; yerel seçimlere yaklaştığımız süreçte bu tür iftiraların maalesef daha da artacağını düşünerek kıymetli hemşerilerimizin ortada herhangi bir delil yokken söylenen ve söylenecek olan bu tür yalanlarla yalancılara prim vermeyeceklerine tüm kalbimle inanıyorum.