Türkiye’nin her yerinde Türkiye’yi yeniden kurma mücadelesinin bir parçası olarak “ABD ve NATO’yu ülkemizden kovalım” mitingleri gerçekleştirdiklerini ifade eden İşleyen, “14 Şubat’ta Ankara’da bunun ilk eylemini gerçekleştirdik. 24 Şubat’ta bir bölge mitingi ile bu yürüyüşümüzü daha da yürüterek devam ettireceğiz. Bizim hareket noktamız tarihe not düşmektir. Unutulmaması gereken bir şey daha var. Bu ülkenin başbakanı ‘bu topraklar NATO toprağıdır’ diye bir açıklama yaptı. Patriot füzelerinin Türkiye’ye geliş sürecinde biz bu toprakların NATO toprakları haline gelmesine itiraz eden Türkiye’nin bütün ilerici ve yurtseverlerini, devrimcilerini birlikte mücadele etmeye ve NATO’yu, emperyalizmi ülkemizden atmaya davet etmek için yürüyüş ve eylemleri gerçekleştiriyoruz” dedi.
NATO, TÜRKİYE’DE İŞGALE GİRİŞTİ
NATO’nun Türkiye’de adeta bir işgale girişmiş durumda olduğunu vurgulayan Önder İşleyen, “Yalnız Ortadoğu’daki açık işgaller değil Türkiye bir operasyon üssü ve 2 bin biliyoruz. Ondan önce Kürecik’e kurulan radar üssü ve yine Suriye’deki iç savaşa Türkiye’nin bu denli arzu ile iştirak etmesinin bir sonucu olarak Güney bölgesinin tamamen Özgür Suriye Ordusu denilen cihadist güçlerin merkez askeri kampı haline geldiğini biliyoruz. Ve orada CIA’nın ve diğer MOSSAD gibi gizli örgütlerin askeri eğitimler yaptığı defalarca ortaya çıktı. Ve şimdi buna paralel olarak İzmir’e Avrupa’nın en büyük Kara Kuvvetleri Komutanlığı taşınmış durumdadır. Ve bu komutanlığın açılış konuşmasında komutanlardan biri burası önümüzdeki dönem Ortadoğu’ya yönelik yürüteceğimiz operasyonlarda çok önemli olacaktır demiştir” dedi.
TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ SAVAŞA SÜRÜKLENİYOR
Türkiye’nin geleceği bugün Ortadoğu’nun içerisindeki savaşlara doğru sürüklendiğine dikkat çeken İşleyen, “Hatay Cilvegözü’nde bir patlama meydana geldi. Bu patlamanın bize gösterdiği ise artık Türkiye’de Suriye iç savaşının sınır ötesi berisi kalmamış olduğudur. Biz Suriye’deki savaşın merkez üssüyüz ve savaşın bir parçası haline gelmiş bulunmaktayız. Ve giderek Türkiye Ortadoğu’daki emperyalizmin müdaalizmciliği içerisinde daha aktif bir taşeronculuk şekline doğru sürükleniyor. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Türkiye için ve Türkiye emekçi halkları için bir felakettir. Yalnızca ölüm ve patlamalar manasında değil, maddi anlamda da Türkiye’ye büyük zararları olmaktadır. Burada ise ortaya atılan bu iddiaların tek tek anlatılması lazımdır. En önemli iddia ise ülkemizin bir güvenlik ihtiyacının olduğudur. Suriye ile daha iki yıl öncesine dostane ilişkiler varken şuanda neden Suriye’den bir tehdit durumu algılanıyor. Türkiye neden İran’dan bir tehdit eder hale geldi. Bunları hükümetin yanlış politikaları ve Obama’nın sopasıyla yaptıkları işlerde aramaları lazımdır. Türkiye’ni tepesinde bir Obama sopası vardır. Ve bu sopa her harekete geçtiğinde Türkiye’de Ortadoğu’ya yönelik yeni bir hamle ortaya çıkıyor. Şuanda yapılan durum ise tıpkı 1950’erde 60’larda bu memlekette 6. Filoya defol diyenlerin, İzmir’de 6. Filo askerlerini denize döken devrimcilere saldıranların, 6. Filo askerleri için Türkiye’de genel evleri boyayanların gelenekçi, teslimiyetçi geleneğini nasıl sürdürdüğünün bir göstergesidir” diye konuştu.
MİTİNGE DAVET
Bu topraklarda tam Bağımsız Türkiye şiarının yükseltilmesi, Türkiye’nin bu kepazece sürdürdüğü işbirlikçiliğin, Ortadoğu’yu kana bulayan bu taşeronluğun önüne geçilmesi gerektiğine vurgu yapan Önder İşleyen, şunları söyledi: “Biz bugün bütün gücümüzle halkımızı bu konuda uyarmaya ve bu mücadeleye çağırmaya çalışacağız. Çünkü bu yabancı güçler büyük güçler gibi görünüyor olabilirler. Ama devrimciler 6. Filoyu denize dökerken de vardı. Ama bu iş cesaret işidir. Bugünde bunun izinde yürümeye devam eden biz devrimciler bu topraklarda yeniden Bağımsız Türkiye şiarını yükselteceğiz. Ve şuna eminiz İskenderun’a demirleyen Patriot füzelerini taşıyan ABD gemilerinin Türkiye’den demir alma vakti yaklaşmıştır. İncirlik Üssü’nden ABD uçaklarının veda kalkışı yapacağı günler uzak değildir. İzmir’den NATO karargahını söküp atacağımız, Kürecik’ten füze radar sistemini atacağımız günler uzak değildir. Çünkü bu halk bu denli işbirlikçiliği kaldırmaz ve ayağa kalkacaktır. Ve biz bu ayağa kalkma sürecinin öncüsü olarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Manisa’da 2 gün boyunca bütün ilçelerimizde bu gerçekleri anlatacağız. 24 Şubat’tan sonra da tüm Türkiye’de bu yürüyüşlerimizi sürdüreceğiz. 24 Şubat’ta İzmir Bornova Meydanı’nda yapacağımız mitinge bütün Manisalıları davet ediyoruz.”