Manisaspor’a nazar mı değdi ? Hafta boyunca basılı ve internet medyası “PTT Birinci Ligi’nde evinde yenilmeyen tek takım Manisaspor” başlıklı haberlerden geçilmiyordu adeta. Üstelik Tarzanlar, ligde bu haftaya kadar ilk golü attıkları hiçbir maçı kaybetmemişlerdi. Nazara gelmiş olacaklar ki, kendi evlerinde hiç arzu edilmeyen iki “ilk”e imza attılar.
“Nazar, deveyi pazara; insanı mezara” götürür denir ya. Allah korusun Manisaspor, mezara falan gitmesin. Bunları neden yazıyorum biliyor musunuz ? Torku Konyaspor maçını kazansaydık belki haftayı lider bile kapatabilecekken, şimdi çok daha beterinden korkuyorum. Zira ligin ilk devresini deplasmanda lider K.Erciyesspor ve içerde Adanaspor karşılaşmaları ile tamamlayacağız. Lafın tamamını ben anlatmayayım. Dilerim korktuğum başımıza gelmez.
Bizim bu mağlubiyet sonrası çok üzülmemizin nedeni teknik heyet ve oyuncuların bu haftaya kadar gösterdikleri performans oldu. Neden mi ? Hiç bir Manisaspor taraftarının Süper Lig için iddialı görmediği hatta “bu sezon tutunalım, seneye inşallah” gözüyle baktığı bu takım ve teknik heyet istikrarlı sonuçlar almaya başlayınca taraftarda bir beklenti ve hedef oluştu. Nasıl oluşmasın ki, öyle bir istikrar yakalamışsınız ki düşünsenize bu hafta evinizde rakibinizi mağlup etseniz belki de haftayı lider kapayacaksınız. İşte bu nedenle taraftarın bu maç sonrası üzüntüsü büyük oldu.
Ancak yine de salim kafayla düşünmekte fayda var. Bu takımın diğer takımlara göre eksikleri fazla. Bu eksiklerini giderecek maddi gücü de yok. Sadece ağır ama tecrübeli Kahe ile gol arıyoruz. Bu maça kadar Hasan Ali ve Murat’tan elle tutulur bir fayda göremedik. Orta sahamızda Eray ve Bülent gibi gençler ilk defa oynamanın heyecanına rağmen genelde başarılı oldular. Bu imkanlarla bu kadar puan açıkçası bir başarıdır. Bu kadroya sitem etmeye hakkımız yok. Ama taraftarda bir beklenti çoktan oluştu bile.
Maça gelince; inanıyorum ki golle başlamak takımı rehavete soktu. Gol sonrası oyunda etkinlik kuramadık. Yediğimiz ilk golde Hikmet kardeşimizin inanılmaz hatası vardı. Kendisinden kısa ve arkasında bulunan oyuncunun topa kafayla vurup gol atmasına müsaade etti. Dilerim Hikmet, bundan sonraki maçlarda “kendisine aşırı güvenin” ölçüsünü kaçırmaz. Kaçırmamalı ki kendisini bekleyen başarılı bir geleceğini heba etmesin. Bu golde ve ikinci golde rakip oyuncuların savunmamızın solunu bomboş bulduklarını da hatırlatmak isterim.
Son cümlelerim olarak, bu maçı hemen unutmayı ve ilk devrenin son iki haftasında karşılaşacağımız Kayseri Erciyesspor ve Adanaspor maçlarına konsantre olmayı başarmamız gerekiyor. Bu kısıtlı kadronun rehavete düşme lüksü yok. Eğer oyuncularımız işlerini biraz daha önemserlerse bu iki zorlu karşılaşmadan zarar görmeden ayrılırız düşüncesindeyim.