EN PAHALI AKARYAKITI KULLANIYORUZ
Hayvancılığın yeni krize doğru sürüklendiğini vurgulayan Başkan Kırlıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Sektörümüzde bir türlü fiyat istikrarının sağlanamaması krizlere karşı savunmasız kalmamıza neden oluyor. Bu hassas durum hayvan üreticisini sürekli risk altında bırakıyor. Geçmişte de çok olumsuz örneklere şahit olduk. Damızlık hayvanlarımızı kasaplarda et niyetine heba ettik. Ancak bu süreçten ders çıkaramadık. Maalesef bu konuda yıllardır yaptığımız uyarılar dikkate alınmayınca bugün tekrar ve yeninde kriz riskiyle karşı karşıyayız. Hatta krizin tam ortasındayız.”
BU NOKTAYA NASIL GELİNDİ?
Hayvancılık sektörünüm üzerinde kara bulutların dolaştığına dikkat çeken Kırlıoğlu, “Bu noktaya nasıl gelindi? İlk ve öncelikli unsur yem fiyatlarıdır. Yem fiyatlarının aşırı derecede yükselmesi, dünyanın en pahalı akaryakıtını ve enerjisini kullanıyor olmamız bizi krize sürüklüyor. İşletmelerimizde hala ticari enerji kullanıyoruz. Oysa birçok ülkede tarımsal faaliyetlerde kullanılan enerjiye özel indirimler uygulanıyor. Biz maalesef bu konuda şansızız.
İşletmelerde bakıcı problemleri, kalifiye eleman sıkıntısı yaşıyoruz. Bilinçsiz ve eğitimsiz personel tarafından hayvanların bakımları yapılıyor. Bu da verimliliği birebir etkiliyor. Sektörde ciddi bir eleman krizi var.” dedi.
YAPILAN DESTEKLEMELER DARATILDI
Bugün ortaya çıkan karanlık tablonun nedenini 2008 yılından bu yana yapılan yanlış politikalara bağlayan Başkan Kırlıoğlu şöyle devam etti: “Hayvancılığa yapılan desteklemeler daraltıldı. Yıllardır buğdayda bir taban fiyatı ve destekleme olmamasından dolayı, buğday ekim oranı azaldı. Kaba yemde sıkıntılar ortaya çıktı. İklim ve kuraklık da bunda etkili oldu. Kaba yem desteklemeleri de azaltıldı. Hükümetçe verilen kaba yem desteklerinin azalması yem sektörünü ve hayvanların belenmelerini olumsuz yönde etkiledi. Yem fiyatları son bir yılda yüzde 70-80 arttı. Saman fiyatları yüzde 300 arttı. Üretici bir anda yem kriziyle karşı karşıya kaldı. Süt fiyatları da bu süreçte artmadığı için mağdur olan üretici oldu. Çiğ süt 65 kuruş ile 85 kuruş arasında satılıyor. Sütün raftaki fiyatı bazı markalarda 2.50 TL’ye yükseldi. Yani sütteki fiyat artışı üreticiye yansımadı. Süt fiyatlarının artışı için Ekim ayı bekleniyor. Ancak yem ve saman krizi hesaplanamadığı için son birkaç ayadır üreticiler ciddi bir kriz içinde ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bundan sonra süt fiyatlarında artış olsa bile bu yaşanan zararı kurtarmaz. Üreticiler açısında çok karanlık bir tabloyla karşı karşı karşıyayız. Sıfır faizle alınan süt hayvanlarının önümüzdeki aylarda kesimhanelere götürülmesi kaçınılmaz olacak. Çünkü ödeme sıkıntısı içinde üreticilerin bundan başka çaresi kalmayacak. Daha önceden bir et sektöründe de paniği yaşatılmış ve yurt dışından ciddi sayıda hayvan ithal edilmişti. Ülkemizin parası hiç gerek yokken yurtdışından gelen ve ne olduğu belli olmayan hayvanlara aktarılmıştı. Şimdi süt sektöründe de benzer bir krizi yaşıyoruz ve bu kriz önlem alınmazsa daha da derinleşecek.”
ÇÖZÜM NE?
Hayvancılık ve süt sektörünün krizden kurtulması için çözüm önerilerini sıralayan Başkan Kırlıoğlu, şu detaylara dikkat çekti:
UCUZ YEM İTHAL EDİLSİN
Ot, yonca ve samandan oluşan kaba yem desteklemeleri artırılmalı. Kaba yem ekiminin teşvik edilmesi şart! Bunun için acilen önlemler alınmalı. Yem fiyatları şuan 50 TL’ye yaklaştı. Bu fiyatın makul rakamlara gerilemesi için gerekirse kesif yem ithalatı gerçekleştirilmeli. Mademki biz yemi pahalıya mal ediyoruz o zaman dışarıdan sanayi yemi olarak adlandırdığımız kesif yem ithalatını gerçekleştirerek bize ucuz yem temin edilsin.
SÜT FİYATLARI EN AZ 1 TL OLMALI
Süt fiyatları en az 1 TL’nin üzerende olmalı. Şuan ki rakamlar, girdi maliyetleri ve yem fiyatları baz alındığında 1 TL bile üreticiler için riskli ve yetersiz bir fiyat.
Süt fiyatları taban fiyatı devlet tarafından belirlenmeli. Her yerde su altından fışkıran su bile sütten pahalı. Süt için temel gıda maddesi denilerek fiyatları aşağıya çekiyorlar. Bunun önüne geçilmeli.
OKUL SÜTÜ PROJESİ DEVAM ETMELİ
Hükümetimiz uyguladığı okul sütü projesini destekliyoruz, bunun devam ettirilmesi lazım. Geçen yılın sonlarına doğru başlatılan uygulama şimdi yarıyıl döneminden sonra başlatılacak. Proje neden yılın tamamında uygulanmıyor? Hayvancılık sektörü böylesine krizdeyken yıl boyunca süt dağıtılması üreticilerimize rahat bir nefes aldırır. Sonuç itibariyle okul sütü projesi için hükümetimize teşekkür ediyoruz.
Kırsal Kalkınma tarafından verilen soğuk süt tankı desteklemelerinin devam etmesi gerekiyor. Ancak miktar az. Destekleme oranları daha da artırılmalı. Kaynak az. Bu kaynağın artırılması ve daha çok kişinin bu desteklemelerden faydalanması sağlanmalı.
ZİRAAT BANKASI ŞUBELERİ BANKAMATİĞE DÖNDÜ
Bugüne kadar çiftçi bankası olarak bilinen Ziraat Bankası çiftçiyi unutuyor. Banka çiftçiye kredi vermemek için her şey yapıyor. Ziraat Bankası çiftçi bankası olmaktan çıkarılmıştır. Daha önceden tarımsal şubeler kuruldu. Şimdi ise bu şubeler kaldırıldı. Manisa’daki tarımsal şube kaldırıldı. Sıfır faizli kredi sistemi tamamen durdu. Şuan bankadan çiftçilerin kredi alması mümkün değil. Yeniden yapılanma adı altında banka çiftçi bankası olmaktan çıktı. Şubeler bankamatiğe döndü. Şube müdürlerinin inisiyatifi yok. Bu çiftçiye çok büyük zarar vermektedir