Neredeyse 21,5 milyonu aşan yoksul nüfusun olduğu ülkemizde; AKP’ye soruyorum: Bu nasıl bir kalkınmadır, bu nasıl bir büyümedir ki, yoksul sayısı azalacağına, yoksul sayısı her geçen gün katlanarak artmaktadır? Yoksulluk ile işbirliği içerisinde olan, yoksulluğu yöneten ancak yoksulluğu ortadan kaldırmayan ve yoksulun derdine çözüm bulmak için hiçbir girişimde bulunmayan AKP iktidarı, zenginin yanındadır, işverenin yanındadır, patronun yanında, sermayenin yanındadır. İşçinin, emeklinin, çiftçinin, asgari ücretlinin, öğretmenin, ev kadının derdi ile ilgilenmeyen bu anlayış sürdürülebilir değildir ve demokratik değildir. Sosyal demokrasinin hüküm sürdüğü ülkelerde ekonomide de demokrasi ve gelir dağılımında adalet olur. Siyasetin asıl işlevi de budur: toplumun her kesimini kapsayacak gerçek büyümeyi ve refahtan herkesin pay aldığı gerçek bir kalkınmayı sağlamak. Yoksulluğun hüküm sürdüğü, gelir dağılımında adaletin olmadığı ve siyasetin vatandaşın refahı amacından giderek uzlaşarak, kişisel çıkarlara hapsolduğu ülkelerde ise demokrasi yoktur, olamaz da!
1993 yılından bu yana yoksulluğa dikkat çekmek ve belirlenen hedefler doğrultusunda yoksullukla mücadele etmek amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından belirlenmiş Dünya Yoksullukla Mücadele Günü’nü kutluyor ve açlığın, yoksulluğun, işsizliğin ve eşitsizliklerin son bulduğu bir dünya ve Türkiye diliyorum.
Saygılarımla,
Ecz. Özgür ÖZEL
CHP MANİSA MİLLETVEKİLİ