Manisa'da Bugün

MANİSA’DA KANSER RİSKİ VAR!

YAŞAM

Manisa CHP Milletvekili Mazlum Nurlı Manisa’nın Köprübaşı İlçesi’nin kanser riskiyle karşı karşıya olduğunu iddia etti

Mazlum Nurlu yazılı olarak yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Manisa Köprübaşı ilçesinde yüksek radyasyon tespit etmesine rağmen hiçbir önlem almadığı için vatandaşlar kanser riskiyle karşı karşıya bırakılmışlardır. Kurum ve kuruluşların ilgisizliği yüzünden bölge halkı radyasyona maruz kalmaktadır. Vatandaşlarımızın karşı karşıya bulunduğu kanser riskine dikkat çekmek ve Meclis gündemine taşımak amacıyla hazırladığım soru önergesini TBMM Başkanlığına verdim. 

CHP olarak önergemin takipçisi olacağımı özellikle belirtmek isterim. Bilindiği üzere, Köprübaşı’nda uranyum maden yatağı olduğu bölgede 1974-1982 yılları arasında Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından cevherden uranyum ayrıştırma metodu geliştirmeye yönelik deneme amaçlı uranyum madenciliği faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Bu alanda dünya genelinde izin verilen yıllık radyasyon değerinin tam 140 katı radyasyon ölçümü yapılmıştır. 

Türkiye Atom Enerjisi Kurumundan (TAEK) yapılan açıklamada; Yüzeyden 1 metre yükseklikte yapılan ölçümlerin sonucunda; Manisa İl Merkezinde Manisa İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü önünde 45 nSv/saat, Köprübaşı İlçe Merkezinde 45 nSv/saat, Köprübaşı Kasar Köyünde bulunan sektörde 70 nSv/saatten başlayarak uranyum cevherinin yüzeye çıktığı bazı bölgelerde 500 nSv/saat radyasyon seviyesi ölçüldüğü belirtilmiştir. Ayrıca daha önce bölgede inceleme yapan bilim insanlarının raporlarına göre; alanda Gama ışınları ölçtüklerini, Köprübaşı ilçemize su sağlayan kuyulardan birisinde uranyum kirliliğine rastlandığı tespit edilmiştir. Radyoaktif kirlilikle ilgili daha önce verilen diğer raporlarda madenin çevresinde bulunan su kuyularından alınan numunelerde; suların sarı bir renkte olduğu, yöredeki uranyumun sulara karışarak bu rengi verdiği belirtilmektedir. Yer altı, yer üstü suları ile birlikte bu kirliliğin yıllarca Demirköprü barajına ve Gediz Nehri’ne karıştığı, sularla ve rüzgarla çevreye yayıldığı rapor edilmiştir. Durum böyle iken hiçbir önlem alınmaması ve bölgede yaşayan vatandaşlarımızın radyasyona dolayısıyla kanser hastalıklarıyla karşı karşıya bırakılması kabul edilemez bir durumdur. Bu nedenle Manisa Valiliği başta olmak üzer ilgili kamu kurum ve kuruluşları Köprübaşı ilçemizde vatandaşların sağlığını tehdit eden yüksek radyasyonla ilgili gerekli tedbirleri almalıdırlar. CHP Manisa Milletvekili olarak seçimden sonra da konunun takipçisi olacağım. 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA 

Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza ALABOYUN tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim. Saygılarımla Mazlum NURLU Manisa Milletvekili Manisa ili Köprübaşı ilçesine yaklaşık 800 metre mesafede bulunan bölgenin, jeolojik olarak uranyum maden yatağı olduğu ve bu bölgede 1974-1982 yılları arasında Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından cevherden uranyum ayrıştırma metodu geliştirmeye yönelik deneme amaçlı uranyum madenciliği faaliyetleri gerçekleştirildiği bilinmektedir. Uranyum cevher alanlarından ve işletme tesisinden, dünya genelinde izin verilen yıllık radyasyon değerinin tam 140 katı radyasyon ölçümü yapıldığı iddialarına karşılık bu güne kadar ilgili kurum ve kuruluşlardan tatmin edici bir açıklama gelmemiştir. 

2014 Ocak ayında konunun Meclis gündemine gelmesinin ardından Türkiye Atom Enerjisi Kurumundan (TAEK) yapılan açıklamada; Yüzeyden 1 metre yükseklikte yapılan ölçümlerin sonucunda; Manisa İl Merkezinde Manisa İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü önünde 45 nSv/saat, Köprübaşı İlçe Merkezinde 45 nSv/saat, Köprübaşı Kasar Köyünde bulunan sektörde 70 nSv/saatten başlayarak uranyum cevherinin yüzeye çıktığı bazı bölgelerde 500 nSv/saat radyasyon seviyesi ölçüldüğü belirtilmiştir. Maden alanındaki radyasyon seviyesinin yüksek olduğu kabul edilmesine karşın, dünyada çeşitli ülkelerde doğal jeolojik özelliklerden dolayı Köprübaşı İlçesinde ölçülen değerlerden çok daha yüksek doğal radyasyon seviyelerine sahip bölgeler bulunmaktadır denilerek konu önemsiz gibi gösterilmeye çalışılmış ve daha tehlikeli olan uranyum kimyasal zehirliliğinden hiç bahsedilmemiştir. Ayrıca daha önce bölgede inceleme yapan bilim insanlarının raporlarına göre; alanda Gama ışınları ölçtüklerini, Köprübaşı ilçemize su sağlayan kuyulardan birisinde uranyum kirliliğine rastlandığı rapor edilmiştir. Radyoaktif kirlilikle ilgili daha önce verilen diğer raporlarda madenin çevresinde bulunan su kuyularından alınan numunelerde suların sarı bir renkte olduğu, yöredeki uranyumun sulara karışarak bu rengi verdiği belirtilmektedir. Yer altı, yer üstü suları ile birlikte bu kirliliğin yıllarca Demirköprü barajına ve Gediz Nehri’ne karıştığı, sularla ve rüzgarla çevreye yayıldığı ifade edilen raporda bölgede değişik yerlerde uranyum cevherleşmeleri olduğu buralarda bulunan bazı köylerin kaldırılması gerektiği ifade edilmiştir. 

Bunlara göre; 1- Köprübaşı ilçemiz sınırları içerisinde bulunan Uranyum cevher alanları çevresindeki su kaynaklarında ve toprak ve bitkilerde belirlenen uranyum kimyasal kirliliği var mıdır? 

2- TAEK tarafından tespit edilen ve ortalama seviyeden yüksek çıkan bölgedeki radyasyon seviyesinin, insan, hayvan ve bitkiler için zararları nedir? 

3- Köprübaşı ilçemizde yüksek radyasyonla ilgili bu güne kadar neden bir önlem alınmamıştır 

4- Bu zararların etkilerini azaltmak için hangi tedbirler alınacaktır?

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.