Manisa'da Bugün

Müslümanlar Üzerindeki Oyun

YAŞAM

Bir filmle tüm dünyayı karıştırdırlar. Köşe yazarları hedefteki isimlerin Obama-ABD seçimleri ile Müslümanlar olduğu konusunda hem fikir. Bakın son olayları kim nasıl değerlendiriyor?

 İslam Peygamberi Hz. Muhammed'e ve Müslümanlara ağır hakaretler eden filmin bizzat yapımcısı tarafından önce ingilizce, beklenen etkiyi göstermemesi nedeniyle sonra arapça versiyonuyla internete sızdırılması sonrası yaşananlar Abdülhamit Bilici'nin bugünkü yazısında hatırlattığı gibi akıllara Wag The Dog, yani Başkanın adamları filmini getirdi.
Zaten Bilici de son yaşananlar için Wag The Dog filminin yeni versiyonu diyor. Önce bir kıvılcım çakılıyor, sonrasında ise olaylar patlak veriyor. Tunus'ta Mısır'da Libya'da Yemen'den elçiliklere saldırılıyor.

Bugün birçok köşe yazarı bu konuyu köşesinde tartıştı. Genel itibariyle iki konuda mutabık olunduğu gözleniyor.

1) Seçimler öncesi Obama'ya operasyon çekiliyor, hedef ABD seçimleri ve Obama

2) Müslümanlar üzerinde derin bir oyun oynanıyor. Tam da 11 Eylül'ün yıldönümünde ABD elçisi öldürülerek ""Müslümanlar, demokrasiye ehil değildir ancak diktatörlükler altında kontrol edilebilirler!" imajı yaratılmaya çalışılıyor.

Milliyet'ten Can Dündar "Ve iğrendim. Hakikaten mide bulandırıcı bir küstahlık... Tahrik için kotarıldığı aşikâr bir densizlik..." derken önemli bir konuya parmak basıyor: "Bir başka hayret verici nokta, dünyayı ateşe vermenin bu kadar kolay olması... İki fanatik, bir arsız finansör, üç saftirik oyuncuyla milyonları tahrik etmek, kitleleri sokağa dökmek mümkün"

Can Dündar yazısında Müslümanların bir konuda özeleştiri yapmasını istiyor. Açık bir provokasyon olduğu yapımcıları tarafından bile itiraf edilen bu durum karşısında Müslümanların yapması gereken fitne ateşine odun atmak mıdır?

PROVOKASYONCULARIN EKMEĞİNE YAĞ SÜRÜLÜYOR

"1,5 milyarlık İslam dünyasının, “Şeytan Ayetleri yazıldı, yazanı öldürelim”, “Hz. Muhammed karikatürü çizildi; çizeni vuralım”, “İslam’a hakaret filmi çekildi, çekeni boğalım” dışında bir tepki üretememesi de üzücü değil mi? Her krizde yakıp yıkarak, tehdit edip öldürerek, kelle isteyip can alarak tepki veren kitlelerle, İslam’ın “barış dini” olduğunu savunmak mümkün mü?"

ŞİDDETLE DEĞİL, GERÇEKÇİ KİTAPLARLA, FİLMLERLE KARŞILIK VERİLMELİ

Bu kadar yanlış tanındığını iddia eden, sürekli hakarete uğramaktan yakınan bir dinin, bu kitaplara, bu filmlere, inandırıcı kitaplar, gerçekçi filmlerle karşılık verememesi yazık değil mi?"

Zaman Yazarı Abdülhamit Bilici de bugünkü yazısında zamanlamaya dikkat çekiyor;

"Ne filmin şaibelerle dolu yapım süreci ne de 11 Eylül'ün 11. yıldönümünde ABD Büyükelçisi Christopher Stevens ve 3 arkadaşının Bingazi'deki konsoloslukta öldürülmeleri sıradan hadiseler. Normalde başkentte olması beklenen bu tür büyük bir protestonun Bingazi'de yapılması; normal şartlarda başkentteki büyükelçilikte olması beklenen Büyükelçi Stevens'ın o sırada Bingazi'deki konsoloslukta bulunması; spontane olarak bir araya gelmiş protestocuların yanında bulunması pek mümkün olmayan roketatar gibi silahların orada hazır olması ve bütün bunların 11 Eylül'ün yıldönümünde yaşanması tesadüf olamaz. Bu ilginç detaylara odaklanan Amerikalı ve Libyalı yetkililerin kanaati de protestoların, saldırıya maske olarak kullanıldığı yönünde."

Bir başka Milliyet yazarı Güneri Civaoğlu da bu filmle hedefteki kişinin Obama olduğuna atıfta bulunarak Obama ve Romney arasındaki arasındaki oy farkına dikkat çekiyor;

"Obama, son kamuoyu yoklamalarına göre Cumhuriyetçi rakibi Mitt Romney’e fark yapmaya başlayınca, buram buram sabotaj kokusu yayan bu film internete düşüverdi"

Sabah'tan Emre Aköz'ün değerlendirmesi de diğer meslektaşları ile hemen hemen aynı;

Hedef: Başkan Obama
Hedef belli: Müslüman dünya ile iyi geçinmeye çalışan... Medeniyetler Çatışması fikrini reddeden... İsrail'in her talebine okey demeyen Başkan Obama'yı zor durumda bırakarak Cumhuriyetçilere puan kazandırmak... Savaş yanlısı Neokon'ların (NeoConservatives: Yeni Muhafazakârlar) ne diyeceği belli:
"İslam'ın fanatizm üreten bir din olduğunu söylememiş miydik? Hayalperest Obama'nın dost olmaya çalıştığı işte gözü dönmüş bu katiller..."

Yine Sabah'tan Nazlı Ilıcak'ın "Müslümanlar Bu Tuzağa Düşmemeliydi" uyarısı;

"İslâm'ı kötüleyen Hz. Muhammed filmi, pimi çekilmiş bir bombaydı. Maalesef provokasyonu yapanlar başarılı oldular. Elbette İslâm peygamberini aşağılamak, fikir özgürlüğü çerçevesinde mütalâa edilemez. Ama Müslümanlar da bu tuzağa düşmemeliydi. Arap ülkelerinde demokrasinin yürüyemeyeceği, Batı düşmanlığına süratle evrileceğini göstermeye çalışanlar başarıya ulaştılar." 

Evet nereden bakılırsa bakılsın açık bir provokasyon olduğu belli olan bu olaylar karşısında İslam Dünyası'ndan da fitneye karşı uyarılar geliyor.

İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, şiddete dönüşen saldırıların İslam'a zarar vereceğini söylüyr ve "Tepkiler, şiddete dönüşmemeli uyarısında bulunuyor.

Dünyaca tanınan Mısırlı alim Yusuf el-Kardavi'nin başkanı olduğu En Nusra el-Alemiye teşkilatınca yayımlanan ortak bildiride de ABD büyükelçiliklerine yönelik saldırıların durdurulması istendi. Bildiride, Hz. Muhammed'in elçilerin öldürülmesini yasakladığı belirtilerek, "Değerlere yönelik hakaretlerin fitne çıkarmaktan başka amacı yok. Bu gibi provokasyonlara şiddetle cevap vermek, fitnecilerin istediğini yapmaktır." denildi.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ise şöyle konuştu: "Film ne kadar pespaye, bayağı ve provokatif olursa olsun Müslümanların, ona insan öldürerek, büyükelçiliklere saldırarak, ilgisi olmayanları katlederek karşılık vermesinin İslam'a göre meşru bir gerekçesi olamaz."
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.