Manisa Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulundan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Özür bekliyoruz Manisa Gazeteciler Cemiyetimizin sürekli basın kartı sahibi olan üyemiz Gazeteci Hülya Kılınç'ın kendi isteği ile gitmiş olduğu Manisa Adliyesi’nde TEM Şubesi ekiplerince gözaltına alınmasıyla başlayan ve savcılık tarafından ilgili işlemlerin tamamlanmasının ardından TEM Şubesi kadın polislerince değil, yeleğinde “Ahlak” yazılı Ahlak Bürosu’ndan bir kadın polis ile götürülmesi ve bu görüntünün basına yansımasını ahlaki boyut ve kişisel haklara müdahale olarak değerlendirmekteyiz. Kaldı ki "Ahlâk Bürosu" yelekli polislerin, fuhuş baskınlarında gözaltına alınan kişilerin sevki sırasında görev aldığı da tüm kamuoyunca bilinmektedir. Cemiyetimize kayıtlı olan Gazeteci Hülya Kılınç'a yönelik yapılan bu uygulama kabul edilir bir durum olamaz. Yetkililerden gerekli özrün cemiyet üyemiz Hülya Kılınç'tan, ailesinden ve kamuoyundan dilenmesi gerekmektedir. Bu özrü bekliyoruz. Meslektaşımızın yanındayız. Gazeteciler Cemiyeti olarak adalete olan inancımızı hiçbir zaman yitirmedik. Ancak daha önce de ifade ettiğimiz gibi artık Türkiye'de darbe döneminden kalan yasalarla gazeteciler yazdıkları yazı ve haberler nedeniyle tutuklanmamalı... Basın özgürlüğünün sağlanması adına adalet bekliyoruz. Bu tutuklamaların son bulmasını diliyor, tutuklu gazetecilerin adaletin tecelli edeceği bir üst mahkemelerde salıverilmelerini temenni ediyoruz. Ayrıca Gazeteciler Cemiyeti hedef gösterilerek yapılan “Hülya Kılınç bu tutuklama sebebiyle yönetimden çıkarıldı” iddiasını kesin bir dille reddediyoruz. Üyemiz Hülya Kılınç sürecin başlangıcında ve gelinen noktada yönetim kurulu üyeliğinde bulunmamıştır. İlk gözaltı sürecinin başından sonuna kadar da gerekli takip yine cemiyetimiz tarafından dikkatle yapılmış olup cemiyetimize olan üyeliği halen devam etmektedir. Saygılarımızla."
