CÜNEYT ÖZDEMİR'DEN TAKSİM GEZİ PARKI EYLEMLERİ ANALİZİ

CÜNEYT ÖZDEMİR'DEN TAKSİM GEZİ PARKI EYLEMLERİ ANALİZİ

GÜNDEM 03.06.2013, 16:35 03.06.2013, 16:37
CÜNEYT ÖZDEMİR'DEN TAKSİM GEZİ PARKI EYLEMLERİ ANALİZİ

 Evet bu ülkenin insanları ekonominin düzgün olmasını istiyorlar, askeri vesayetin bitişine minnettarlar ama demokrasiyi de olmazsa olmaz görüyorlar.

Gezi Parkı eylemlerinin iki gecesi de parka gidip ‘kim bu eylemciler’ ve ‘ne istiyorlar?’ diye baktım. Kızlı erkekli gruplar parkın Divan Oteli tarafına yayılmıştı. Daha çok bir gece pikniği ya da konser havası hâkimdi. Ortalıkta bazı kalemlerin iddia ettiği gibi ‘Ergenekoncu karanlık’ tipler gözükmüyordu. Tam tersi belki de hayatında ilk kez eyleme katılan üniversiteli gençler, farklı iş gruplarından insanlar bir araya gelmişlerdi. Bir ara Siya Siyabend kurulan mütevazı sahneye çıkıp şarkılarını söyledi. Özellikle ikinci gece davulların ritmi ve kitlenin coşkusu ile kendinizi Rio’da bir karnavalda bile hissedebilirdiniz. Polis parkın bir tarafında uyukluyor, eylemciler de hiç kimseye bir zararları olmadan parkın diğer tarafında ‘takılıyorlardı.’ 

İşleri zıvanadan çıkartan polisin sabah baskını oldu. Polis ilk gün gaz bombaları ile kimseye zararı olmayan bu eylemcilere hoyrat bir şekilde girişti. Bununla da kalmadı eylemcilerin çadırlarını toplayan ‘birileri’ yaktı. Eylemciler yine toplandı, polisin bu hoyrat tavrı ertesi gece katılımı büyütmüştü. Eylemcilerin arasında dolaşırken üç genç yanıma geldi. “Abi biz hamalız, eyleme desteğe geldik” dediler. Ertesi sabah işe gideceklerini söylerken kafalarında Gezi Parkı’nda ağaçları korumaktan başka bir şey yoktu. Ertesi sabah polis bu sefer daha da abartılı bir şekilde sabah baskınını gerçekleştirdi. Ortalık savaş alanına dönünce de 1 Mayıs’larda gördüğümüz meşhur ‘Taksim savunmasına’ girişti. Bu sefer olayın büyümesinin en büyük nedeni 1 Mayıs’taki politize kitle ile Gezi Parkı eylemcilerinin arasındaki farktı. Kimsenin derdi ortalığı yakıp yıkmak değildi. Ellerinde pankartı bile olmayan gençler sadece Gezi Parkı’na çıkmak istiyorlardı, o kadar. Ortalıkta provokatörler değil üniversiteliler vardı. Polis bu ayrımı yapamadı. Yapamayınca gaza bastı. Gaza bastıkça tepki büyüdü. Müdahale sosyal medyadan milyonlara dağıldı. Bu sefer polisin bu tavrı marjinalize oldu. 

Gezi Parkı eylemleri aslında uzun süren bir gerilimin sonucu. Benim tabirimle ‘düdüklü tencere demokrasimiz’in baskıya dayanamamasının beklenen bir sonucu. Hatırlarsanız daha iki gün önce İstanbul’daki yeni oluşan havayı sizlere aktarmıştım. Konuştuğum insanlardaki tedirginlikten ve ‘yılgınlıktan’ bahsetmiştim. Özellikle son aylarda iktidarın ‘dediğim dedik’ tavrı, hoşgörüsüzlüğü ve hoyratlığının toplumun bir kesiminde yarattığı havayı aktarmıştım. Gezi Parkı eylemlerinin çevreci başlayıp hükümet karşıtı bir havaya bürünmesinin nedeni tam da bu. Mehmet Ali Alabora eylemlerin ilk gecesinde “Olay sadece Gezi Parkı değil anlamıyor musunuz?” diyordu. Peki neydi? İşte tam da şu saydıklarımdı. Bugün gerek Gezi Parkı’nda gerekse Türkiye ve dünyanın farklı yerlerinde bu eylemlere destek verenlerin adını koyamadıkları şey aslında Türkiye’de son zamanlarda oluşan bu ‘yeni’ hava. Daha doğrusu oluşturulan siyasi basınçtan artık hava alınamıyor olması. Binlerce insanı sabaha doğru köprüyü yürüyerek geçirten, dünyanın pek çok ülkesinde Türkleri bir araya getirten Cem Yılmaz’ından Kenan Doğulu’suna, Tarkan’ından Sezen Aksu’suna ‘Çarşı’sından ‘Ultra Arslan’ına, hayatlarında ilk kez siyasi bir olay hakkında açıklama yaptıran, tavır koyduran, omuz omuza getiren bu işte: DEMOKRASİ.


Bu insanlar artık Gezi Parkı’ndaki ağaçları savunacak kadar bile demokrasi havası kalmamasına karşı çıkıyorlar. Masum demokratik bir eylemin bile bu kadar gazlı ve böylesine kanlı bastırılmasına öfke duyuyorlar. Ne bir liderleri var ne de bir partileri. Hiç boşuna örgüt mörgüt aramayın, Ergenekoncu diye yaftalamayın bu sefer bunu hiç kimseye yutturamazsınız. 
Gelelim haber kanallarının içler acısı durumuna. Çuvaldızı biz habercilere batırmaya... Farkındaysanız eylemlerde başrolde sosyal medya vardı. Türkiye’de bugün 28’den fazla haber kanalı var. Bu, bir dünya rekoru. Gelin görün ki haber kanallarında (birkaçını saymazsak) olayla ilgili haber yoktu. Nedenini ben size söyleyeyim: KORKU. Hem haber kanalları yöneticileri hem de sahipleri tam da biraz önce sözünü ettiğim bu ortamda başlarına bir iş gelmesinden korkuyorlar. Tarafsız haber vermek, objektif yayıncılık yapmak bile hükümetin tepkisini çekebilir. Bu eylemlerde açığa çıkan, Türkiye’de haber kanallarının nasıl bir baskı altında olduğudur. 

Elbette bunun nedenlerine medyanın sermaye yapısından başlayabiliriz ancak bu korku iklimini de konuşmamız, tartışmamız gerekmiyor mu? 

CNN muhabirinin Amerikalılara Türkiye medyasında oluşan bu baskı atmosferini “New York’un göbeğinde Times Square’de olaylar olduğunu ve hiçbir kanalın haber yapmadığını düşünün” diyerek dehşetle anlatması Türkiye demokrasisi adına gurur duyulacak bir durum mudur? 

Evet bu ülkenin insanları ekonominin düzgün olmasını istiyorlar, evet bu ülkeyi sevenler barışın gelmesini ayakta alkışlıyor, evet askeri vesayetin kalkmasına minnettarlar ama bu ülkenin insanları demokrasiyi de olmazsa olmazları olarak görüyorlar. 

Bir ağaç gibi tek ve hür olamıyorsanız bir orman gibi kardeşçesine de olamıyorsunuz. 

‘Mesele sadece ağaçlar değil’ şimdi anlıyor musunuz?

Yorumlar (0)
17
kapalı
Namaz Vakti 30 Nisan 2024
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14