Manisa'da Bugün

“İKTİDAR VATANDAŞI OYALIYOR”

GÜNDEM

TBMM’de Sağlık Bakanlığı’nın kamu özel işbirliği modeli ile hastane yaptırması tasarısı görüşülürken Manisa’nın yılan hikayesine dönen bölge hastanesi de gündeme geldi. MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay mecliste yaptığı konuşmada iktidarın Manisa Bölge Hastanesi için Manisa halkını 9 yıldır oyaladığını söyledi.

 Sağlık sisteminde topyekun bir değişiklik öngören Sağlık Bakanlığı’nca Kamu Özel İşbirliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması Hakkında Kanun Tasarısı’nın TBMM’deki görüşmeleri önemli tartışmalara sahne oluyor. Mecliste konu hakkında konuşma yapan ve “Manisa’nın şehir hastanesi ne durumda?” sorusuyla konuşmasına başlayan MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, 400 yataklı bölge hastanesinin 9 yıldır seçim vaadi olarak kullanıldığını ancak aradan geçen sürede ne hastanenin ne de inşaatın ortada olmadığını belirtti. Hastanenin yapılacağı yerin 2009 yılı sonu itibariyle Manisa Belediyesi tarafından hazineye devredildiğine dikkat çeken Akçay, 23 Aralık 2010’da hastane inşaatı için yedi adet ön yeterlilik başvuru dosyasının idareye teslim edildiğini, ancak aradan geçen 2 yılda hiçbir neticesinin ortaya çıkmadığın söyledi. Akçay konuşmasına şöyle devam etti: “İdarenin hazırladığı ön fizibilite raporunda arsa ve işletme sermayesi yatırımı dâhil toplam yatırım tutarı 122 milyon Türk lirası olarak hesaplanıyor ve Manisa Hastanesi ihalesinde yıllık kira bedeli de 64 milyon Türk lirası olarak belirleniyor. 122 milyon sabit sermaye yatırımı, 64 milyon lira yıllık kira bedeli. Ön fizibilite raporunda belirlenen sabit yatırım tutarıyla karşılaştırıldığında iki yıllık kira bedeli toplamı 128 milyon lira eder; sabit yatırım tutarından 6 milyon lira fazlaya gelmektedir. Sabit sermaye yatırımı ile kira bedeli arasındaki mukayese önem kazanmaktadır. Ön fizibilite raporunda yüklenicilerin talep edeceği yıllık kiranın 8 milyon Türk lirası olması öngörüldüğü iddia edilmekte, ihalede belirlenen kira bedeli ön fizibilite raporunda neredeyse 8 katına çıkıyor. Mecliste çeşitli vesilelerle sormamıza rağmen maalesef bu konuda açık ve net cevaplar alabilmiş değiliz. Bunu bütün Manisalılar merak etmektedir. Bu iş artık yılan hikâyesine döndü ve biran evvel kamuoyunun, toplumun aydınlatılması gerekmektedir.”

 

“Özel sektörün kuruş riski yok”

Akçay konuşmasının devamında tasarıyla ilgili genel değerlendirmeler yaptı. Kamu-özel işbirliği modelinin sağlık sektöründe bir özelleştirme çabası olduğunu belirten Akçay dünyadaki uygulamaların kamu-özel iş birliği modelinde kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılamadığını gösterdiğini ifade etti. Tasarı ile devlet kaynakları özel sektör lehine heba edileceğini söyleyen Akçay konuşmasına şöyle devam etti: “Avrupa Yatırım Bankası, kamu-özel iş birliği yöntemiyle sabit yatırımların yüzde 24, finansman için kullanılan kredilerin ise devlet borçlanmasına göre yüzde 83 daha pahalı olduğunu açıklamıştır. Bütün bu maliyetler devlet bütçesinin üzerindedir yani kamuya yüklenmektedir. Bu modelle özel sektör kârını her şartta maksimize edebilmektedir. Özel sektörün kuruş riski yoktur.”

 

“AKP’nin başarısızlığının itirafıdır”

 

Sağlık sektöründeki özelleştirme ile Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bugüne kadarki özelleştirmelerinin zirvesine çıkacağını ifade eden Akçay tasarıdaki borç üstlenimi düzenlemesinin dünyada hiçbir ülkede görülmediğini söyledi. Tasarıda özel sektörün maliyetlerinin vatandaşın sırtına binmesi için de özenle seçilmiş düzenlemeler de olduğunu belirten Akçay tasarı ile AK Parti’nin kendi ekonomik başarısızlığını itiraf ettiğini söyledi. MHP’li vekil şöyle dedi; “Finansman anlaşmalarında ve türev maliyetlerde hazine garantisi getirilmesi Hükûmetin ekonomi yönetimindeki başarısızlığını açığa vurmaktadır. Hükûmet, hazine garantisi vermekle aslında kamuya olan güveni de sarsmaktadır ve bu güvensizliği itiraf etmektedir. Devletin bütün külfetleri üstlendiği bu sistemde, AKP bununla de yetinmeyip kanun kapsamında yapılacak yatırımları damga vergisi ve harçlardan muaf tutmaktadır. Bu muafiyetlerin gerekçesinde ifade edilen sözleşme maliyetinin artmaması ve kamunun daha fazla yük altına girmemesi hedefi gerçekten trajikomik bir ifadedir. Bir kere, zaten sağlık yatırımlarının dünyadaki en pahalı yöntemini seçiyorsunuz. Şimdi de sözleşme maliyetini damga vergisi gibi sembolik bir vergiyle düşürmekten bahsediyorsunuz. Bu görüş eğer bir bilinçsizlik örneği değilse gerçekten de milletin aklıyla ve zekasıyla alay etmektir. Bu tasarı, kamu sağlık sektörünün özelleştirilmesine ve bilhassa yabancılaştırılmasına yol açacaktır.”

 

“Tasarı tam bir kapitülasyon düzenlemesidir”

 

Tasarının yeni bir kapitülasyon sistemi olduğunu belirten Akçay bu nedenle tasarı ile iktidar partisinin yabancı sermaye hedeflerini tutturabileceğini ifade etti. Akçay konuşmasına şöyle devam etti: “Yabancı yatırımcılar heyecanla, dört gözle bu kanunun çıkmasını beklemektedir. Kapitülasyon sisteminde bu sistemin ülke ekonomisine hiçbir faydası yoktur. Ülkemizde yabancı sermayenin yatırım yapmasına karşı değiliz ancak yabancı sermayenin asıl yatırım yapması gereken alana, ihracata ve üretime dönük sektörlere yönelmesi gerekmektedir. Ancak bu şekilde ülkeye döviz kazandırılır, cari açık azaltılır, istihdam sorununa çözüm getirilir. AKP ise yabancı yatırımcıya teşviki hizmet sektöründe vermektedir. Üstelik sağlık hizmetlerinde etkinlik ve verimlilik de sağlanamayacaktır. Neticede, tasarı bu haliyle yasalaşırsa, geçtiğimiz aylarda -son yedi-sekiz aydır- medyada çıkan "Dünya devi firmaların gözü Türkiye'de yapılacak dev şehir hastanelerinde." şeklindeki haberlere son günlerde daha sık rastlanacaktır.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.