Manisa'da Bugün

YUNT-DER BAŞSAVCIYI AĞIRLADI

GÜNDEM

Yuntdağlılar Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Kültür Spor ve Turizm Derneği’nin (YUNT-DER) geleneksel halk toplantılarının konuğu olan Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Enis Yavuz Yıldırım toplumun en az bilgiye sahip olduğu konunun yargı olduğunu söyledi. Yıldırım, bunun iki sebebi olduğunu belirterek, “Birincisi yargının yüzü soğuktur, çok fazla bilmeyi arzu etmeyiz. Bir diğeri de biz yargı mensupları çok fazla konuşmayı sevmeyiz.” dedi.

 Yuntdağlılar Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Kültür Spor ve Turizm Derneği(YUNT-DER) tarafından her hafta pazartesi geleneksel hale getirilen halk toplantıları devam ediyor. Bu haftaki konuğun Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Enis Yavuz Yıldırım’ın olduğu halk günü toplantısına, Dernek Başkanı Mustafa Uyumaz ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile çok sayıda dernek üyesi Yuntdağlı vatandaşlar katıldı. Yuntdağlılara hitaben yapmış olduğu konuşmada 22 yıldır hakimlik ve savcılık mesleğini yürüttüğünü kaydeden Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Enis Yavuz Yıldırım, görev yaptığı 7. ilin Manisa olduğunu söyledi. Yunt-Der ile tanıştığında bir hususun kendisini memnun ettiğini dile getiren Yıldırım, belirli bir bölgede grup köylerin bir araya gelip, tek çatı altında toplanması ve bir sivil toplum kuruluşu oluşturmasının kendisini mutlu ettiğini söyleyerek, derneği kuranlara teşekkür etti. Manisa’da 2012 yılında yaklaşık 17 bin olayın Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettiğini kaydeden Yıldırım, “Bu emniyet ve jandarma bölgesinden gelenlerin toplamıdır. İlimizde bir cumhuriyet başsavcısı, bir cumhuriyet başsavcısı vekili ve 17 cumhuriyet savcısı intikal eden olaylara bakıyor. 17 bin olayın yaklaşık yüzde 50’si takipsizlikle sonuçlandıysa, yüzde 50’si de hakkında da kamu davası açılmış ve ilgili ceza mahkemelerinde yargılamalar yapılmıştır” dedi. Toplumun en az bilgi sahibi olduğu konunun yargı konusu olduğuna dikkat çeken Yıldırım, bunun iki sebebi olduğunu belirterek, “Birincisi yargının yüzü soğuktur, çok fazla bilmeyi arzu etmeyiz. Bir diğeri de biz yargı mensupları çok fazla konuşmayı sevmeyiz. Yargıyla ilgili konular genelde televizyondan izlediğimiz, gazetelerde okuduklarımızla sınırlıdır. Ondan dolayı bu tür sohbetlere her zaman ihtiyacımız var. Çünkü hukuk hayatımızın her alanında var. Adalet her zaman hepimize lazım olacak bir kavram. Zaman zaman toplumun beklentilerini karşılamaktan uzak kalabilir, zaman zaman kişisel beklentileri karşılamaktan uzak kalabilir. Ama varlığına olan ihtiyaç hiçbir zaman tartışılmaz” dedi.

 

İnfaz anlayışlı değişti

Cumhuriyet Savcılığının Ceza İnfaz Kurumlarına da baktığını söyleyen Yıldırım, “Manisa Açık ve Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda yaklaşık 1000’e yakın hükümlü ve tutuklu, misafirimiz olarak kalıyor. Ceza İnfaz Kurumu’nda da yıllardır algılanan, bilinen ceza infaz sisteminin çok dışında bir infaz sisteminin olduğunu söylemek istiyorum. Biz yargı olarak, adalet olarak artık hükümlülerin dört duvar arasında barındırmaktan ibaret infaz anlayışının dışına çıktık. Biz artık insanları artık dört duvar arasında tutalım, hükümlüleri cezaları infaz edildikten sonra serbest bırakalım diye bir arayışın içerisinde değiliz. Biz, infazda temel hedef olarak kişi cezaevine geldiği günden tekrar toplumun içerisine gireceği zamana kadar, bu topluma en sağlıklı şekilde nasıl entegre edebiliriz, onun planlanmasıyla çalışıyoruz. Bu konuda teknik altyapımız, personel alt yapımız, geçmişe kıyasla son derece üst düzeyde” dedi. Birçok konuda uzmanların sayısının artması dolaysıyla Ceza İnfaz Kurumlarında birebir hükümlü tutuklulara, psikologlar, sosyologlar, sosyal hizmet uzmanları aracılığıyla eğitim maksatlı çalışmalar yaptıklarının altını çizen Cumhuriyet Başsavcısı Yıldırım, “Cezaevine girdikten daha iyi bir şekilde topluma faydalı olacak bir şekilde çalışmalarımız var. Meslek edindirme kurslarımız var. Bu noktada Milli Eğitimle, Halk Eğitimle, İŞKUR ile çeşitli kurumlarla işbirliği yapıyoruz. İş ve meslek edindirme kursları açıyoruz. Genellikle suç işleyen insanları ödüllendiriyor muyuz? gibi sorularla karşılaşıyoruz. Bizim temel anlayışımız şudur. Ceza İnfaz Kurumu’ndan kişi ister 5 sene yatar ister, 10 sene yatar. Çıktıktan sonra o kişi bu toplumun gerçeğidir. Yine sizin çocuklarınızla, sizin ailelerinizle aynı sokaklarda yaşayacaklar. Dolaysıyla biz bu gerçeğe sırtımızı dönme lüksüne sahip değiliz. Biz varsa bir takım yanlışlıkları, bunları düzeltip, bu toplumun güvenilir bir bireyi haline getirmek çabası içerisindeyiz” şeklinde konuştu. 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.