Bir süredir özellikle zorunlu olan trafik sigortasında zarar edip ve 2012’de primleri yükseltmelerine rağmen yine de zarardan kurtulamadıklarını söyleyen sigorta şirketleri, 2013 yılında trafik sigortasında primleri yeniden arttırmaya hazırlanıyor. Bazı şehirlerde primlerin fahiş seviyelere çıkmasına yol açan her kentte farklı sigorta uygulaması kaldırılıyor. Bunun yerine ABD’deki riskli sürücü modeli getiriliyor. Alkollü araç kullanan, kural ihlali yapan, aşırı hız cezası alan ve ehliyetine el konulan sürücüler, diğerlerine göre 3-4 kat fazla prim ödeyecek. Kimin ne kadar prim ödeyeceğini ise Türkiye Sigorta Birliği belirleyecek. ABD, İngiltere, Almanya, Hollanda ve Belçika’da uygulanan bu sistem sayesinde, sicili temiz sürücülerle kural ihlali yapanlar birbirinden ayrılacak. Birlik, ayrıca sürücüler hakkında sicil araştırması yapıp ilgili birimlere iletecek. Emniyet, hazırladığı taslağı İçişleri Bakanlığı’na sundu. Prim artışlarının nedenlerinin sigorta şirketlerinin bilançolarında 2012 yılında zarar yazmış olmaları olarak değerlendiren Manisa Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Sigorta Komite Başkanı Şerif Nalçakan, “Trafik sigortası, Türkiye’deki araç sahibi olan bütün araç sahiplerini ilgilendiren bir konudur. İlgilendirmesinde önem arz eden mesele sigorta primlerinin 2012 sonlarında ve 2013’te ciddi artış göstermesidir. Buradaki artışta önemli faktörler var. Kamuoyunda farklı yorumlar yapılsa da bu konunun en önemli birinci kaynağı Türkiye Sigortalar Birliği Başkanlığı’nın yaptığı açıklamalara baktığımız zaman bu prim artışlarında en önemli faktörün sigorta şirketlerinin zarar ediyor olmalarıdır. Bu zararı karşılamak için tabi sigorta primlerini yansıtmaları gerekiyor. Tabi şirketlerin ayakta durması için gerekli olan en önemli mesele havuz sistemidir. Havuz sistemi toplanan primlerin değerlendirilip o yıl içerisinde hasarlı olan sigortalıların tazminatlarının ödenmesi şeklinde oluyor. Havuzda biriken para, poliçelerden toplanan para hasarları yetmediği durumlarda şirketler zarar ediyor. Bu zararlar poliçelere yansıyor. Tabi burada en önemli mesele hatalı sürücü ile hatasız ve kusursuz olan sürücülerin ayırt edilmesidir. Yeni uygulamada kusuru olan ve daha önce ehliyeti alınan sürücülerin sigortaları yenilenirken bunların fiyatlarına yansımasıdır. Bu da önemli bir gelişme ve çoğu dünya ülkelerinde uygulana bir sistemdir” dedi.
“2012’de 10.575 hasarlı kaza”
Sigortanın suiistimale çok açık bir tarafının olduğunu belirten Nalçakan, “Elde tutulan kaza raporları sigortalılar arasından tutulmaya başlandıktan sonra ciddi anlamda suiistimal edilmeye başlandı. Polis gelmeden kaza raporu tutuluyor. Böyle durumlarda sigorta şirketleri zarara uğratılabiliyor. Tedbir alınması fazlalaştırılıyor. Manisa’daki araçların %38’si sigortasız görülüyor. Bu bakımdan Türkiye’de 1. sırada yer almaktadır. Traktör ve motosikleti düşürdüğümüz zaman bu sayı %20’lere düşüyor. Manisa, büyükşehir oldu. Ama sigortada büyükşehir tarifesi yok. Araçlarla birlikte hasarların artması sigorta poliçelerine yansıyacaktır. Manisa’da 2011 yılında 9 bin 860 maddi hasarlı kaza, 2012 yılında ise 10 bin 575 kaza meydana geldi. Manisa araç sayısı bakımından 9. sırada yer alıyor. Trafik sigortasının aracın tarifesine göre belirleniyor. Taksi, kamyon, kamyonete göre değişiyor. Hasarlı araç, plaka, TC, kişinin yaşı primlerde çok etkiliyor. 30 yaşın altındakiler fiyat artıyor. Bu yaşla riskli gözüktüğü için fiyatlar yüksek oluyor” dedi.
