Avukatın adalet görmediği bir ülkede bağımsız yargıdan bahsedilemeyeceğini dile getiren Öz sözlerini şöyle sürdürdü; "Günümüzde, AKP iktidarına muhalif kimliğiyle bilinen yurttaşlarımız, başıma bir iş gelir mi, acaba dinleniyor muyum, evim sabaha karşı basılır mı, kaç sene yoktan yere hapis yatarım, neyle yargılanırım kaygısıyla günlerini sürdürmeye çalışıyor. Yurttaşların endişesinin kaynağı olan AKP iktidarı, bırakın bu endişeleri giderecek bir hukuk ve demokrasi ortamını sağlamayı, mağdur konumdaki insanları savunacak adalet mekanizmasının en önemli öznesi olan avukatları da görevlerini yapamaz hale getirdi. Davanızın adı ne olursa olsun, hangi görüşü paylaşırsanız paylaşın, sanıklar da avukatlar da kendilerini bugün güvencesiz hissediyor.
Savunma hakkının kutsallığı tümüyle ortadan kaldırılmış, ne sanıkların ne de avukatların söz hakları, savunma ve ifade özgürlükleri korunabilmiş. Bir mahkeme düşünün ki, savcısı Recep Tayyip Erdoğan, hakimi RTE, davanın gizli tanıkları dünün meşhur hükümlüleri olmuş; avukat ve sanık sandalyeleri ise suskunlaştırılmış. Hak ve adalet arayan avukatların eli kolu bağlanmış, karşı çıktıkları düzen, boğazlarına sarılmış. İçeriden çıkarmak için uğraştıkları insanlarla aynı parmaklıkların arkasına gönderilmişler. Ne için suçlanıyoruz, gerekçesi nedir, diye sorduklarında yanıt alamıyor, aylarca sessizliğe mahkûm ediliyorlar. 12 Eylül 2010'daki referandumda AK Parti'nin sloganlarını hatırlatan Öz şöyle devam etti; "Hızlı ve adil karar dağıtan yargı, demokratik işleyen bir HSYK mekanizması kurmaya söz vermişlerdi, değil mi? Bugün geldiğimiz noktada, bırakın sanıklar için adalet dağıtmayı, sanıkları savunan yapıyı, avukatları bile içeriye atan bir iktidarla karşı karşıyayız.Onların adaleti, herkesin günün birinde içeriye gireceği, AKP'ye muhalif olan herkesin eşit biçimde hapse atılacağı gerçeği ise, biz o adaleti tanımıyoruz! Talimatla işleyen yakalamaları, polis fezlekesinden iddianame yaratan karanlığı, muhalif avukatları içeride çürütmek isteyen kokuşmuş düzeni, savcısının Başbakan olacağı bir mahkeme düzenini reddediyoruz..! Barolar ve hukuk büroları, cemaatler koalisyonu olan AKP iktidarının gölgesine alınamayacak, demokrasinin ve cumhuriyetinin erdemlerini sonuna kadar savunmaya devam edecekler.
Bu gerçeği adımız gibi biliyoruz..! Adalet terazisini tutanların iki gözü de bağlı kalacak. O gözleri açmaya, düzen öyle istiyor diye uyanık davranmaya, iktidardakilerin şahsi çıkarları için yargıyı eğip bükmeye ve verdikleri yanlı kararlarla iktidarın nimet küpüne yanaşmaya çalışanlar, gün gelecek, en çok kendileri o adaleti arayacaklar.