MANİSA'DA ÇEVRE KATLİAMI ÇALDAĞI YOK EDİLİYOR

 Burada sülfürik asitle nikel madeni çıkarılması sırasında içinde maden cevheri bulunan toz bulutları ise çevreye, doğaya ve tarım arazilerine zarar veriyor. Konuyla ilgili CHP Manisa Milletvekili ve aynı zamanda Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar Komisyonu Üyesi Hasan Ören’in defalarca soru ve araştırma önergesi vermesine rağmen, şimdiye kadar tüm talepler Mecliste AKP’li milletvekilleri tarafından reddedildi.

Manisa Turgutlu Çaldağı’nda sülfürik asitle nikel madeni çıkarılması çalışmaları bölge halkının kimi duyarlı kesimlerinin tepkilerine rağmen hızla devam ediyor. Ağaçların kesimi ile tepkiye neden olan maden çalışmaları, çevre ve doğayı yok ediyor. Bölgede açılan çukurlardan su çıkmaya ve bölgede oluşan, içinde maden cevheri bulunan toz bulutları tüm ovayı sarmaya başladığı halde çalışmalara hızla devam ediliyor. Dağın güneyinden geçen Gediz nehri uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış olmasına rağmen,  tedbir alınmadığı için bölge zarar görüyor.

KATLİAMA KİM DUR DİYECEK?

Maden arama şirketinin uzunca bir zamandır isim değiştirerek faaliyetlerini sürdürdüğü biliniyor. Yedi senedir konuyu Meclise taşımaya çalışan CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören, şirketin AKP’nin de desteğiyle faaliyetlerini sürdürdüğünü ifade ediyor. Ören’in yıllardır Meclise verdiği araştırma önergeleri AKP’li milletvekilleri tarafından reddedilirken, konunun muhatabı bakanlıklara verilen soru önergeleri ise cevapsız kalıyor. Ören, “Manisa Çaldağı’ndaki katliama kim dur diyecek” diye soruyor. Ören, ülkenin en önemli tarım havzası Gediz’in vahşi madenciliğe teslim edildiğini ifade ediyor. Bölgede bugüne kadar on binlerce ağacın kesildiğine dikkat çeken Ören, “Çaldağı’ndaki orman katliamına kim dur diyecek? Herkes mücadele veriyor, fakat ormanları korumaktan sorumlu Orman ve Su İşleri Bakanı, AKP Manisa Milletvekilleri, Belediye Başkanları ve siyasiler yaşananları sadece seyrediyorlar” diyor.

DÜNYANIN EN BÜYÜK MADEN ŞİRKETİ

BHP Billiton, dünyanın iki büyük madencilik şirketi olan BHP Limitted ve Billiton PLC’nin birleşmesi ile oluşmuş büyük bir madencilik şirketi . Şirketin 25 ülkede 100’den fazla operasyonu var. Çaldağı’nda faaliyet de en önemli nikel yatağı ile bu firmaya bağlı şirketlerin ilgilenmeye başlaması ile 2002 yılında başladı. Türkiye’de bulunan 10 kadar nikel yatağı içinde en önemlisi Çaldağı’ndaki yatak. Buradaki nikel yatağı 40-50 milyon ton rezerve sahip. Madenin ekonomik ömrü ise 16 yıl. 16 yıl sonra bölgenin nasıl bir hal alacağı ise şimdiki katliamlardan ve toz bulutuna dönen tarım arazilerinden anlaşılıyor.

109 BİN AĞAÇ KESİLECEK

109 bin ağaç kesileceği ÇED raporunda belirtiliyor. Raporda 109 bin ağaç 20 dolardan hesaplandığında 2 milyon 180 bin dolar olarak gösteriliyor. Jeoloji Yüksek Mühendisi Tahir Öngür’ün raporuna göre 15 yılda Türkiye’deki tek nikel ve kobalt yatağı talan edilmiş olacak.  Öngür’ün raporunda şirketin her adımının devlet tarafından desteklendiği ve yasalarca korunduğu ise şu ifadelerle belirtiliyor: “Her şey yasalara uygun. DB ve IMF’in istekleri doğrultusunda çıkarılmış olan yasalara... Yapılan her şey devletçe desteklenecek. Ayrıca hazırlanan ÇED Dünya Bankası’nın Ekvator İlkeleri’ne uygun değil ve Çevre Yönetim Planı da ortada yok.”

ÇED RAPORUNDA ‘MEDYAYA AYAR’ MADDESİ

ÇED raporunda eşi benzeri görülmemiş bir ilginç detaya da yine Tahir Öngür dikkat çekiyor. Raporun halkla ilişkiler programında şu madde medyada Çal Dağı’nın ve yapılan katliamların duyulmamasının nasıl planlandığını ortaya koyuyor. Madde şöyle: “Proje ile ilgili haberleri kontrol altında tutmak için medya ajansları ile iş birliği yapmak...” Medyayla iş birliği planlarına rağmen, katliama tepkiler büyüyecek gibi gözüküyor.

ESAS HEDEF BOR MADENLERİ Mİ?

Metalürji Yüksek Mühendisi Lütfi Tozar’ın araştırmalarından edinilen bilgiye göre ise, nikel madeni çıkaran BHP Billiton ismindeki şirketin esas hedefi bölgedeki bor madenleri. Firmanın bor madenlerine olan ilgisi, 2005 yılındaki uluslararası bir anlaşmada şu şekilde geçmiş: “BHP Billiton Türkiye’de İzmir civarında potansiyel yatırımcı olup, dünya rezervlerinin yüzde 70’ine sahip Türkiye’nin borlarının pazarlanması, işletilmesi ve madenciliğinde bor katılımının olabilmesi için uzun dönemli planlara sahiptir.” Tozar’a göre, bu şirketin esas amacı dünyadaki en büyük bor madenini ele geçirmek.