KURAN VE SİYASET

 Aslında tüm yobazlık ve yüce kitabımız Kuran’ın bazı politikalara alet edilmesi meselesi Hz.Ali ve Muaviye taraftarları arasında yapılan Sıffın savaşı ile başladı.Yüce dinimiz İslam müslümanın müslümanı katletmesini dünyanın en büyük günahlarından saymıştır,öyleyse neden Sıffında müslümanlar birbirlerini katletmeye çalışmış ve de böyle bir savaşta yanlışın üstünde olan bu insanlar kendilerini bu hususta kendilerini açıkça uyaran yüce kitabı alet ederek süngülere takmışlardır?.Yıllardan beri dinimizin yozlaşmasına,mezhep ayrılığına sebep olan en mühim hadiselerden birisi bu savaş,diğeri ise Hz.Ali’nin şehit edilmesi sonrasında İslam devletinin başına Emevi zihniyetinin gelmesidir.Yüce rabbimiz kutsal kitabımızı hayatımıza rehber olsun,bize doğru yolu göstersin diye göndermiştir,oysa ki her işine gelen işine geldiği şekilde yüce kitabımızı kullanma cesaretini göstermiştir;müslümanların geri kalmışlıklarının en büyük nedeni ise budur.Seçim meydanlarında kutsal kitabı göstermek,Sıffın savaşında süngüye takmakla eşdeğerdir. Cumhurbaşkanımız tarafsız olmak durumundadır,herkese her siyasi partiye eşit mesafede olmak zorundadır;bakınız Cumhurbaşkanı yemini metninde ne diyor;TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN ŞAN VE ŞEREFİNİ KORUMAK,YÜCELTMEK VE ÜZERİME ALDIĞIM GÖREVİ TARAFSIZLIKLA YERİNE GETİREBİLMEK İÇİN BÜTÜN GÜCÜMLE ÇALIŞACAĞIMA BÜYÜK TÜRK MİLLETİ VE TARİH HUZURUNDA,NAMUSUM VE ŞEREFİM ÜZERİNE AND İÇERİM. Yüce dinimiz yemin ve sözlerin tutulmasını emreder,sayın cumhurbaşkanımızın miting meydanlarında gösterdikleri, aydınlık yolun rehberi olan kitabımızda yemin konusundaki emirler bellidir,oysa ki cumhurbaşkanımızın söz ve demeçleri,belli bir parti lehine destek istemesi tarafsızlık yeminine ve tüm yeminleri kalplerimize mühürleyen kitabımıza tezat teşkil etmektedir. Kuran’ın çizdiği yol yolumuzdur,bizim kitabımız insanlığın kirli elleri ile değiştirilmemiş ve orjinalini korumuş tek kutsal kitaptır,müslümanların yanlışı kitabımızı yol gösterici rehber olmaktan çıkarıp beşeri konulara alet etmektir.Aslında kimin günahkar olup olmadığına karar verecek olan tek makam rabbimizdir,Kuran’a göre bu yanlıştır demek ya da insanları dünya görüşü ve inancına göre yargılamak ta Kuran’ın engin hoşgörüsüne tezattır.Sevgi,barış ve hoşgörünün olduğu;insanların birbirlerine öteki gibi bakmadığı bir dünyada İslam ve müslümanlık özüne dönecek ve rehberimiz kuran kullanılmadan ışık saçmaya devam edecektir.Sorun siyasette değildir,sorun insanlardadır;sevgisini yitiren,birbirine düşman gözüyle bakan insanların çoğaldığı bir ortamda siyaset zaten işlevselliğini yitirmeye mahkumdur;işlevselliğini yitirmekte olan siyasete ise Kuran’ı alet etmek,Kuran’ı da işlevselsiz hale getirmektir..SADECE SEVGİ,BARIŞ VE BEN YERİNE BİZ DİYEBİLMEK SORUNU ÇÖZECEKTİR,KURANIMIZ EN YUKARIDA KALMAYA,HAKETTİĞİ YERDE DURMAYA DEVAM ETMELİDİR