Manisa'da Bugün
2014-11-10 00:49:26

ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ

10 Kasım 2014, 00:49

 Milliyetçilik, genel olarak herkesin mensup olduğu milleti sevmesi ve onu yüceltmeye çalışmasıdır. Çağımızın en geçerli sosyal politika prensibi olan Milliyetçilik, millet gerçeğinden hareket eden bir fikir akımıdır. Bizde milleti ilk tarif eden Ziya Gökalp olmuştur. Gökalp’e göre, milleti meydana getiren temel faktör ırk, kavim, ya da coğrafya değildir. Millet; “Dilce, Dince, Ahlakça ve Güzellik Duygusu bakımından müşterek olan, yani aynı terbiyeyi almış fertlerden meydana gelen bir topluluktur.”

 

ATATÜRK'ün milliyetçiliğinde belli bir vatan anlayışı vardır. Bunu "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına, Türk milleti denir." sözü ile ifade etmiştir. ATATÜRK, temellerini attığı yeni Türk Devleti'nde gerçekleştirdiği tüm devrimleri iki temel üzerine inşa etmiştir. Bunlar milliyetçilik ve lâikliktir. Bunların ikisinin bir arada olduğu toplumların bağımsız ve çağdaş bir yapı kazanması en doğal sonuçtur. ATATÜRK'ün amacı da budur. Irkçılığı ve dinî farklılıkları reddeden ATATÜRK milliyetçiliği millî birlik ve beraberliği sağlayıcı bir anlayışa sahiptir. ATATÜRK milliyetçiliği, yok olmak üzere olan bir milleti yeniden var etmiş, onun dünya milletler ailesi içinde saygın yerini almasını sağlamıştır. 

 

ATATÜRK millî birlik ve beraberlik konusunu, "Bir yurdun en değerli varlığı, yurttaşlar arasında millî birlik, iyi geçinme ve çalışkanlık duygu ve kabiliyetlerinin olgunluğudur. Millet varlığını ve yurt erginliğini korumak için bütün yurttaşların canını ve her şeyini derhâl ortaya koymaya karar vermiş olmak, bir milletin en yenilmez silâhı ve koruma vasıtasıdır. Bu sebeple, Türk milletinin idaresinde ve korunmasında millî birlik, millî duygu, millî kültür en yüksekte göz diktiğimiz idealdir." şeklinde anlatmıştır.

 

Gerçekçi bir ''insan'' olan Gazi Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1926 günlü Hâkimiyet-i Milliye'de yer alan demecinde insanın faniliği, toplumun sürekliliği kuralının kendisi için de geçerli olduğunu şu sözleriyle açıklamıştı: ''Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyet'i ilelebet payidar kalacaktır ve Türk milleti emniyet ve saadetini zâmin prensiplerle medeniyet yolunda tereddütsüz yürümeye devam edecektir.'' Benzer koşulların benzer sonuçları yaratacağı aşikardır. Bir değil iki Mustafa Kemal vardır ve Atatürk daha 1921 yılında bu toplumbilim gerçeğini görerek dile getirmiştir: ''İki Mustafa Kemal vardır. Biri ben, fani Mustafa Kemal, öteki milletin daima içinde yaşattığı Mustafa Kemal. Ben onu temsil ediyorum. Herhangi tehlike anında ben zuhur ettimse, beni bir Türk anası doğurmadı mı? Türk analar daha Mustafa Kemal'ler doğurmayacaklar mı? Feyiz milletindir, benim değildir.'' 

 

İçinde bulunduğumuz durumu uzun uzadıya anlatmaya gerek yok!

''Siyasi cidallerin (savaşma) çoğu basittir. Fakat içtimai (toplumsal) mesai her vakit için (verimli) müsmirdir. bizim münevverlerimiz (aydın kimse) buna çalışmalı. Neden Anadolu'ya gelip uğraşmazlar? Neden milletle doğrudan doğruya temasta bulunmazlar? Memleketi gezmeli, milleti tanımalı, eksiği nedir görüp göstermeli. Milleti sevmek böyle olur. Yoksa lafla muhabbet fayda vermez.'' 


MUSTAFA KEMAL 

(Ekim 1919)

10 Kasım 1938 günü, varlığını uğruna adadığı milletine veda ederek sonsuzluğa yürüyen Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü, ebediyete intikalinin 76'ncı yıl dönümü vesilesiyle saygı, şükran ve rahmetle anıyorum.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.