Zalimin zulmüne tabi kılınmış bir din, Allah’ın razı olmayacağı bir dindir. Dini istismar eden yorumlar karşısında hakikati söyleme mecburiyetimiz vardır. Mazlumların, kimsesizlerin ve mağdurların yanında olmak ve onların hakkını, hukukunu korumak peygamberi bir misyondur. İslam insanı yaşatır. İnsanları ölüme terk etmeyi İslâmî referansla izah etmek mümkün değildir. Sonuçlar karşısında müminin metâneti nasıl önemliyse sebepler karşısında da feraseti o kadar önemlidir. İbn Mâce'nin naklettiği bir hadiste Hz. Peygamber Efendimiz, şöyle buyurur: "İşçinin ücretini, alnının teri kurumadan ödeyin." (İbn Mâce, Rühûn, 4) İslâm, işçinin ücretini tam ve zamanında verme üzerinde hassasiyetle durduğu gibi, işçi refahına da önem verir. Konuyla ilgili hadîs-i şerifte, "İşveren, işçiden ancak çok zorlanmadan yapabileceği bir işi isteyebilir. İşçinin sağlığına zarar verecek işi işçilere yükleyemez." buyurulur. (Müslim, Eyman, 12) Bu hadis, sermayeyi emek karşısında haksızca güçlü kılan tüm faktörleri ortadan kaldırmaktadır. İslâm, emek sermaye arasındaki ilişkilere manevî bir yön vermekle ve birbirlerine karşı manevî vecibeler koymakla daimî bir uzlaşma sağlamıştır. Buna, en azından Müslüman müteşebbis, işveren ve işçilerin uyması, inançlarının gereği olsa gerekir.
Bugünkü toplumlarda sınıflar arasında uzlaşmaz bir çıkar tartışması vardır. Verilere göre, 2000-2012 yılları arasında Türkiye’de toplamda 12 bin 686 işçi kazalarda hayatını kaybetti. Türkiye’de en fazla işçi ölümü ve iş kazalarının üçte biri inşaat sektöründe meydana geliyor. Türkiye, iş kazalarında Avrupa birincisi. Uluslararası çalışma örgütü verilerine göre Türkiye, iş kazaları sonucu ölümlerde sadece El Salvador ve Cezayir’i geçemiyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, son 20 ayda madenlerde yaşanan iş cinayetleriyle ilgili verileri açıkladı.
Tayyip Erdoğan, maden faciasının yaşandığı Soma'da yaptığı incelemelerin ardından şöyle demişti: "Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var." Erdoğan'dan emaneti devralan Ahmet Davutoğlu, inşaat 'kazasında' ölen işçiler için: "Bana muhabbet duyan insanlar bu işçi kardeşlerimize birer Fatiha okusun." dedi. Cumhurbaşkanı, Başbakan bunları der de 10 kişiye mezar olan rezidans inşaatının sahibi Aziz Torun geri kalır mı? "Bu kazayı şirketimize mal etmelerine müsaade etmeyeceğiz. Bunlar sektörel vakalar."
Son olarak sizinle Mehmet Akif Ersoy’dan bir dörtlük paylaşmak istiyorum.
Yıkılan yurduma cennet diyemem, ma´zûrum;
Hani ma'mûre? Harâbeyle benim neydi zorum?
Heybe sırtında "adâlet" dilenirken millet,
Müsterîh olmanın imkânı mı var, insâf et?